Ersin Yılmaz

Ersin YılmazMahcubiyet Öyküleri yazarı
Yazar
8.0/10
2 Kişi
7
Okunma
1
Beğeni
399
Görüntülenme

Hakkında

Unvan:
Yazar

Okurlar

1 okur beğendi.
7 okur okudu.
6 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kendi varoluşunu amaçsızlığa indirgemiş bir zavallılık sergiliyor insanlar. Dişlerini gıcırdatıyorlar, ısıtıyorlar. Evet, insanı yemek yerken görmek çok canımı sıkıyor. Otlayan bir inekten veya haksız yere ölmüş bir hayvanının leşini yiyen bir sırtlandan farkı kalmıyor gibi pek. Amacı sürekli bir şeyler çiğnemek olan bir toplumun varoluşu neye yarar? Sanırım iyimser olmak daha rahatlatıcı. Veya kendimi öldürebilirim. Fakat bu yasak. Ayrıca işe yaramaz. Faydasız bir eylem. Hem teoride hem pratikte ispat edilmiş. Yine de duvarların rengine canım sıkılıyor. Kelimeleri kullanamamak, onların varlığını doygunca duyuramamak ve kocaman bir ızdırabı beş para etmez hale getirebilmek acziyetini yaşarken, pencereden baktığım güzel manzaranın bir anlamı olmuyor. Yeryüzünde kalan şey hiç masum olmayan bir hayvanlık. Cinai arzuların sürekli arttığı ve legal hale geldiği, kimsenin kendi içine müdahale etmek istemediği ve hatta itinayla kaçırdığı kendi minicik ve sonsuz alemimde, tertemiz uçuk mavi duvarlara bunalıyorum.
Kademeli şekilde artan bir ızdırabın verdiği o incecik keyif yok. Ellerimi bıraktım. Çünkü başka insanlara eziyet etmek istemem. Alınıp götürülen birçoklanı gibi salağa yatıp uyuyakalmak peşindeyim. Önümü görmüyorum. Hızlıca dönüp duran bulamaç haline gelmiş bir zihin. Bir öyle bir böyle. Şu veya bu şekilde inceltilmiş zevklerimin cesetleri öyle tertemiz ki, ölmemişler zannedip üzerime giyiniyorum. Kokuya aldırmıyorum. Camları açıyorum. Yine de ağır geliyor. İyimserlik ağır geliyor. İstenmediğimi sezmiyorum. Kırıntısı bile yok. Evet burayı diğerlerinden daha hızlı yazdım. Ve şimdi düne göre biraz daha geç kalmış durumdayım. Bilinen gerçekler için çok geç. Sahiplenmek için değil belki, fakat özür dilemek iyice klişe oldu. Yapılan işler ağır, belki affedilmez; ama bu, gidiyorum diyemeyeceğin kadar çıkmaz bir yol. Sanki yol, bana geliyormuş da ben her geçen gün daha çok sararıp küçülüyormuşum birazdan çıt diye kırılacakmışım gibi. Evet, beni abartıyorum. Birkaç genelleme ile kendimi katledebilirim halbuki. Bir şeye benzemediğimi biliyorum. Bunu gerçekten biliyorum. Sıkıldığımdan anlıyorum bunu.
“İşte o kambur bendim. Göğsüme yayılan siyahlık, boğazımı sıkan el ve bana inanamayan gölgelerin hepsi bendim veya benim abuk sabuk gitmek isteklerim, sebepsiz çırpınışlarım, sağı solu yumruklayışlarım ve merdiven başında bekleyişlerimdi.”
Sayfa 163 - DergahKitabı okudu
“İçimde sonsuz yakarışlar çoğalttım. Hiçbir şey bitmiyordu.”
Sayfa 36 - DergahKitabı okudu
Binlerce şüphe veya kaçış içerisinde verilen tek karar kendisini cezalandırmaktır. Artık kırk beş sene sonra temizlenir ve ukala hale gelirse, ona yeni doğduğu zamanları hatırlatmak gerekir. Çiçekleri ısrarla anlatmak gerekir veya kedileri. Yeniden sonsuz büzülüşüme geçmeden evvel bir sürü tantana çekmek zorunda oluşum olsa olsa bir hakikati veya adaleti gösterir. Mahcubiyete niyet etmiş gibi yaşıyorum.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Resim