Ertuğ Uçar

Ertuğ UçarBir Çift Ayak yazarı
Yazar
7.4/10
45 Kişi
173
Okunma
11
Beğeni
1.925
Görüntülenme

Ertuğ Uçar Yorumları ve İncelemeleri

Ertuğ Uçar yorumları ve incelemelerini, Ertuğ Uçar kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Ertuğ Uçar puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
"Hayattaki sayısız tesadüften biri. Önemsiz denebilir. Bir kadın ve bir erkek. İkisi de yalnız, yazı bekleyen bir kıyı kasabasının boş pansiyonunda karşılaşıyorlar. Adam yakındaki adaları gezmiş, yazmayı planladığı ada kitabına çalışıyor. Pansiyonun bahçesinden ufukta dizili adalar görünüyor. Alt balkondaki kız kahvaltıda ismini söylüyor: Ada." Ayrılığın Haritası'nın esas kız ve esas oğlanı Ada ve Uraz. Ada ve Uraz'ın bir yaz tatilinde Ayvalık'ta başlayan ilişkileri bir yıl sonra yine bir yaz tatilinde çıktıkları Yunan Adaları gezisinde uğradıkları Nisyros Adası'nda sonlanır. Son çıkılan gezi sırasında yaşanan sorunlara kayıtsız kalamayan Ada, hem ilişkisini hem de kendi duygularını tekrar sorgular ve bir seçim yapar. Ertuğ Uçar Ayrılığın Haritası'nda tüm hikayeyi kitabın kadın karakteri Ada'nın gözünden anlatır. Bu konuda okurken, erkek bir yazarın bir kadın karakterin gözünden bir ilişkiye bu denli isabetli bakışı ve kadının duygusal geçişlerini ve yaşadıklarını bu kadar iyi anlatmasını gerçekten takdir ettiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Ben kitabı çok keyif alarak okudum. Özellikle mekanlar beni mest etti desem yalan olmaz. Kah Ayvalık ve Cunda sokaklarında dolaştım, kah bir Rum tavernasında harika bir akşam geçirdim, kah Ege'nin serin sularıyla buluştum, kah adaların sardunyalı sokaklarının keyfini çıkardım kitabı okurken. Evetttt. Ayrılığın Haritası Ertuğ Uçar'ın okuduğum ilk kitabı oldu ama son kitabı olmayacağı kesin. Kadın erkek ilişkilerinin dinamiklerine dair keyifli bir kitap okumak isterseniz Ayrılığın Haritası sizi bekliyor. Keyifli okumalar.
Ayrılığın Haritası
Ayrılığın HaritasıErtuğ Uçar · Can Yayınları · 202025 okunma
192 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitabın ismine bakarak gece yolculuğu üzerine yazılan hikayelerden oluşuyor sanmıştım. Aslında ismiyle içeriği arasında bir alakasızlık yokmuş. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümünde geceye yolculuk yapıyor, rüyalara dalıyoruz. Birbirinden ilginç ve başarılı, kısmen sürrealist hikayelerden oluşuyor ilk bölüm. İkinci bölümse her birinin içinde deniz feneri olan hikayeler bütünü. İlk bölüme göre biraz iç sıkan, insanın içine karamsarlık çöktüren hikayeler bunlar. Ama hikayeler oldukça güzel.
Gece Yolculuğu
Gece YolculuğuErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201719 okunma
Reklam
104 syf.
8/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Bir Çift Ayak...
"Ev. Ev nedir? Eşyalar mıdır evi ev yapan, insanlar mı? ... Annem, 'Ev bir çift ayaktır,' derdi babamı kastederek." "Kütüphanesi bir insanın sırrıdır aslında." "Seyrediyoruz. Bakışlarımız aslında daha derine, tıpkı Hopper karekterlerindeki gibi daha uzağa, resimden,çerçeveden dışarı, manzaradan öteye, kendi geçmişlerine, kaderlerine dalmış. Değiştirmek için hiçbirşey yapmaya yeltenmediğimiz, sadece oluşmasını beklediğimiz kaderimize." "Bulmak için aramak yetmiyor..." Çok popüler kitaplar dışında böyle kitap incemelerine daha çok yer vermek istiyorum. Bu yazarın okuduğum ilk kitabı. Bir çırpıda biten gayet hoş kurgulanmış akıcı bir kitaptı. İstanbulun kalabalıklığında yalnız kalmış ya da yalnızlığı tercih etmiş biriyle, şehir hayatından artanlarla yaşamını sürdüren parazit olarak adlandırılan insanları anlatan bir kitap...
Bir Çift Ayak
Bir Çift AyakErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201661 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Ertuğ Uçar'dan naif bir hikaye. Kitabı okuduğum sırada Istanbulda bir rezidansın 19. katında yaşıyordum. Hikaye benim binamda ve benim katımda geçiyor gibi geldi adeta. Gerçekle hayal arasında dans eden bir kurgu.
Bir Çift Ayak
Bir Çift AyakErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201661 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Bir adam düşünün bir gökdelenin 36. katında yaşıyor, Edward Hopper'ın pencereden bakan kırmızı elbiseli kız tablosu ile.Taşındığı, birbirine benzeyen her yere bu tabloyu da taşıyor.İşi ve evi arasında sıkışmış yaşamında, Edward Hopper'ın yalnız insanları kadar yalnız.Bir gün evinde bir farklılık sezer, duvardaki çatlak, onu bambaşka bir dünyaya taşır.Sistem karşıtı, binalara parazit yaşam alanları kuran, kaçkınlar ile karşılaşır. Tüketim toplumunun dayatması eşyanın esiri olmak ise kahramanımız kadar hepimizin derdi. Okuduğum ilk Ertuğ Uçar kitabıydı, Bir Çift Ayak.Çok sevdim kalemini, kitap nedense 1992 yapımı Ron Fricke'in Baraka filmini düşürdü aklıma.
Bir Çift Ayak
Bir Çift AyakErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201661 okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Kader kısmet
Kitabı içinde şavkar Altınel,murat gulsoy ve Murat Menteş olduğu için aldım ve gerçekten en iyi yazılar da onlara aitti diyebilirim. Diğer yazıların büyük bölümü ya 444 kelime sınırına takılarak ya da yazarların büyük kısmınin çevirmen olması nedeniyle biraz daha bilgi verici ya da bir lise ödevini yerine getirir gibiydi. Yine de bir fotoğrafa bakarak yazı yazmak hele de 444 kelime ile sınırlı tutarak meramını analtmak kolay olmasa gerek. Atıştırmalık bir kitap desek çok ayıp etmiş olur muyuz acaba ?
444
444Oğuz Demiralp · Sel Yayıncılık · 202021 okunma
Reklam
100 syf.
·
Puan vermedi
Bir Çift Ayak
Bir Çift Ayak" sevgili kitapçıma verdiğim Sunay Akın & Bir Çift Ayakkabı siparişimin tamamen yanlış anlaşılması sonucu elime geçen bir kitap olarak rafımda yerini aldı Bir apartman dairesinde yaşayan kahramanımızın, odasının duvarında bulduğu bir çatlağı takip etmesi sonrası gelişen olaylar zincirini okuyor, hızlı kentleşme neticesinde, metropol şehirlere hapsolmuş insanların çığlığı ve yalnızlaşma sancılarına ortak oluyoruz. ***Pencerelerinde ufku gözleyip durduğumuz bu apartman dairelerinde kurtarılmayı bekliyorduk. Hiçbir şey yapmadan. Şikayetçi olmadan. Kapımızı kimse çalmıyor, telefonumuza bir mesaj gelmiyordu. Ertesi gün yine devam ediyorduk çaresiz. Birbirimizle konuşmuyor, harekete geçmiyor, hayatımızın dümdüz duvarını şu çatlak gibi yaramıyorduk.
Bir Çift Ayak
Bir Çift AyakErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201661 okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
Gökçeada’da bir kırtasiyeden aldığım ve beni oldukça etkileyen “Bir Çift Ayak” Metropolü, kargaşayı, kalabalık içinde nefes alamayacak durumdayken bile tepkisizce durup beklemeyi hissediyorum romanda. Sayfalar ilerlese de başlıklar geriye sarıyor kendini ve bu bana dikte edilen hız toplumunda, gündelik yaşama yetişmek için daha da hızlı olmamız istendiğinde bir noktadan sonra yerimizde saymamızı ve hatta gerilememizi hatırlatıyor. Kitap, giysi, tabak, çanak tüm bu nesneler yalnızca birer fazlalık oluşturuyor, bunları gerçekten isteyen ben miyim? Standart bir ev, standart bir iş, 36. Kattan şehrin bir kısmını izlerken Edward Hopper’ın yalnız insanlarına dönüşmek. “Kanımızı emen şehir’i” tüm roman boyunca hissetmek.
Bir Çift Ayak
Bir Çift AyakErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201661 okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
Deniz fenerlerine olan ilgisini yazıya dökme düşüncesi yazarı masasından kaldırıp bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculuğun tohumu da, deniz fenerlerini gidip yerinde görmeden sadece teorik bilgiden faydalanarak yazmanın yapaylığı fikriyle düşüyor düşüncelerine. Deneme türünde olan kitap yazarın bu serüvenindeki izlenimlerini ve izlenimlerin doğurduğu düşünceleri aktarmasıyla oluşuyor. Tabii kitabı ilgi alanıma sokan şey ise yazarın bu yolculukta Deniz Feneri eseri sayesinde Virginia Woolf ile tanışmasıdır. Deniz Feneri'ni okuduktan sonra aslında yazmanın bilgiden ziyade hayal gücüne dayalı olduğunu fark ediyor. Çünkü Virginia da Deniz Feneri eserinin ana objesi olan Godrevy Feneri'ni sadece uzaktan görmüştü ve bunun üzerine Fener'e hayal dünyasıyla bir gerçeklik giydirmişti ve bu gerçeklik Fener'in dünya gerçekliğinden farklıydı. Belki de dünya gerçekliği yazmaya değer değildi...
Woolf'un İzinde
Woolf'un İzindeErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201711 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"REDDETMEK" sözcüğünde keskin bir tokatın yankısı (birbirine tahta küpler gibi çarpan sert sessizler ); 'iade etmek 'te iade edilen şeyin uzayda seyahatinin rahvan müziği (art arda dizilmiş açık kapalı sesliler) 'geri vermek' te bir araya gelmiş bu iki mütevazi sözcüğün imasız , dolaysız, vurgusuz sesi duyulur. Aralarındaki ince farka anlam veren sözcüklerin müziğini.
Ormanda Kaybolmak
Ormanda KaybolmakErtuğ Uçar · Alef · 201415 okunma
Reklam
104 syf.
5/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Kalabalik icindeki yalnizlik bazen pek de yalnizlik gibi gelmeyebilir etrafimiz da kosusturan seyleri hayatimizin parcasi sanabiliriz o yuzden bence istanbul da kimse yalniz degil. Bazen duvarda ki catlak bazen kalabalik apartman sesleri aklimiza turlu oyunlar oynar.
Bir Çift Ayak
Bir Çift AyakErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201661 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
Yine bilmeden, araştırmadan, sırf yayınevine güvenerek aldığım bir kitap, tanıştığım için çok mutlu olduğum bir yazar. Koca bir gökdelenin otuz altıncı katında bir adam. Duvarına asılı bir Edward Hopper tablosu ile bu ressamın resmettiği diğer insanlar kadar yalnız hissediyor kendini. Bir gün duvarına yayılmaya başlayan bir çatlağı fark etmesiyle başlıyor olaylar. O çatlağı eş zamanlı olarak bizim zihnimizde de açıyor yazar ve o incelikten içeri pek çok şey döküveriyor okuma boyunca: şehrin yutuculuğu, eşyaların insanı ele geçirişi, bizim elimizde olduğunu düşündüğümüz fakat, aslında mış gibi bir hayat, her ne kadar hükmedebildiğimizi düşünsek de aslında daima olduğu yerde varolan ve bizi istediği an yok edebilecek doğanın ezici gücü, hayatı uyuyarak yaşayanlar ve bu uykuya direnmeye gücü olanlar o çatlağı doldurmaya başlıyorlar. Ertuğ Uçar aynı zamanda bir mimar. Mimar ve mühendisler analitik düşünce becerilerinden, mekan algılarından, dünyaya bakış açılarından mıdır nedir bilmiyorum hep çok iyi metinler yaratıyorlar. İnce bir kitap olmasına rağmen inceliği ile ters orantılı okura verdiği doyum. Önerilir.
Bir Çift Ayak
Bir Çift AyakErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201661 okunma
125 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Ertuğ Uçar yalnızlığın 17 türü “Şişedeki şu gemiye bakın. Okyanuslar aşsın,dalgalara meydan okusun diye inşa edilmiş.Gidilecek bir kulaç denizi yok.” Ertuğ Uçar’la tanışma kitabım oldu yalnızlığın 17 türü.Bir nesne olan deniz fenerlerinin ve onun bekçilerinin yalnızlığını kaleme almış yazar.Her şeyi hoyratça kullanıp bir kağıt gibi fırlatıp attığımız şu günlerde,hiç aklıma gelmezdi,deniz fenerlerinin,denizin,dalgaların,kıyısındaki taşın,toprağın,üzerinde yürüdüğümüz yolların yalnızlığı... Kitabı okurken konusunu çağrıştıran daha önce izlediğim bir filim “Hayatımın Işığı” ve Gülten Akın’dan şu dizeler geldi aklıma “Ah kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya”
Yalnızlığın 17 Türü
Yalnızlığın 17 TürüErtuğ Uçar · Alef · 20075 okunma
104 syf.
2/10 puan verdi
Sarmadı. Çok kopuk bir kurgu. Kurgusuzluk da diyebilirim. Türkçesi bozuk. Hikâyesi bozuk. Ufak bir kısım dışında güzel yazıldığını ve okunması gerektiğini söylemek gereksizliktir. Aklına bir şeyler gelmiş, geldikçe de yazmış. Her akla gelenin yazıldıktan sonra düzenlenmesi gerekir. Sayfalarca yazsan ne olur, çöpe atacakların çoktur. 100 sayfadan çöpleri atsaydık bir sayfa, belki bir paragraf kalırdı. Editörler ne iş yapıyor, kimse mi bir şey dememiş? Sakin oluyorum.
Bir Çift Ayak
Bir Çift AyakErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201661 okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Hakkında araştırma yaptığınızda pek bir incelemesini bulamadığınız, ince, akıcı bir kitap. Kitapta günümüz İstanbul'unda yaşayan insanların kendini adapte ettiği kentleşmeyi ve yaşadıkları duyguları eleştirel bir dille okuyorsunuz. Kitap, aynı zamanda kalabalıklar içinde yalnızlaşmayı ve ana karakterin dönüşümünü de gözler önüne seriyor. Tavsiye ederim.
Bir Çift Ayak
Bir Çift AyakErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201661 okunma
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.