1971'de Antalya'da doğdu. 1987 yılında Antalya Lisesi'ni bitirdi. Orta Doğu Teknik üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden 1993 yılında mezun oldu. Lisansüstü çalışmalarını aynı bölümde 1998 yılında tamamladı. Ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödüller kazandı. Güncel sanat çalışmalarıyla Almanya ve Türkiye'de sergilere katıldı. Çeşitli mesleki ve popüler periyodik yayınlara yazılar hazırlıyor. “Rüya Arızaları” ve “Yalnızlığın 17 Türü” adlarında iki öykü kitabı yayınlandı. 1993'ten 1999'a dek Antalya, Ankara ve İstanbul'daki mimarlık bürolarında çalıştı ve serbest olarak mimarlık yaptı. Bugün profesyonel mesleki yaşamını ortağı olduğu Teğet Mimarlık'ta sürdürmekte. 2006-2007 yılları bahar dönemlerinde Yıldız Teknik üniversitesi Mimari Tasarım derslerinde hocalık yaptı. 2008 bahar döneminde İTÜ Mimarlık Fakültesi'nde Mimari Tasarım derslerine giriyor.
Bir ilişki biterken iki tarafın da acı çekmemesi çok acı. En azından bir kişi üzülmeli, pişmanlıkla dolmalı, yavaş yavaş içinden sıyrılacağı bir hüzünlü döneme girmeli. Aksi durumda bir işe yaramamış olur onca ay.
"Hayattaki sayısız tesadüften biri. Önemsiz denebilir. Bir kadın ve bir erkek. İkisi de yalnız, yazı bekleyen bir kıyı kasabasının boş pansiyonunda karşılaşıyorlar. Adam yakındaki adaları gezmiş, yazmayı planladığı ada kitabına çalışıyor. Pansiyonun bahçesinden ufukta dizili adalar görünüyor. Alt balkondaki kız kahvaltıda ismini söylüyor: Ada."
Ayrılığın Haritası'nın esas kız ve esas oğlanı Ada ve Uraz. Ada ve Uraz'ın bir yaz tatilinde Ayvalık'ta başlayan ilişkileri bir yıl sonra yine bir yaz tatilinde çıktıkları Yunan Adaları gezisinde uğradıkları Nisyros Adası'nda sonlanır. Son çıkılan gezi sırasında yaşanan sorunlara kayıtsız kalamayan Ada, hem ilişkisini hem de kendi duygularını tekrar sorgular ve bir seçim yapar.
Ertuğ Uçar Ayrılığın Haritası'nda tüm hikayeyi kitabın kadın karakteri Ada'nın gözünden anlatır. Bu konuda okurken, erkek bir yazarın bir kadın karakterin gözünden bir ilişkiye bu denli isabetli bakışı ve kadının duygusal geçişlerini ve yaşadıklarını bu kadar iyi anlatmasını gerçekten takdir ettiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
Ben kitabı çok keyif alarak okudum. Özellikle mekanlar beni mest etti desem yalan olmaz. Kah Ayvalık ve Cunda sokaklarında dolaştım, kah bir Rum tavernasında harika bir akşam geçirdim, kah Ege'nin serin sularıyla buluştum, kah adaların sardunyalı sokaklarının keyfini çıkardım kitabı okurken.
Evetttt. Ayrılığın Haritası Ertuğ Uçar'ın okuduğum ilk kitabı oldu ama son kitabı olmayacağı kesin.
Kadın erkek ilişkilerinin dinamiklerine dair keyifli bir kitap okumak isterseniz Ayrılığın Haritası sizi bekliyor.
Keyifli okumalar.
"Ev.
Ev nedir? Eşyalar mıdır evi ev yapan, insanlar mı?
...
Annem, 'Ev bir çift ayaktır,' derdi babamı kastederek."
"Kütüphanesi bir insanın sırrıdır aslında."
"Seyrediyoruz. Bakışlarımız aslında daha derine, tıpkı Hopper karekterlerindeki gibi daha uzağa, resimden,çerçeveden dışarı, manzaradan öteye, kendi geçmişlerine, kaderlerine dalmış. Değiştirmek için hiçbirşey yapmaya yeltenmediğimiz, sadece oluşmasını beklediğimiz kaderimize."
"Bulmak için aramak yetmiyor..."
Çok popüler kitaplar dışında böyle kitap incemelerine daha çok yer vermek istiyorum.
Bu yazarın okuduğum ilk kitabı.
Bir çırpıda biten gayet hoş kurgulanmış akıcı bir kitaptı.
İstanbulun kalabalıklığında yalnız kalmış ya da yalnızlığı tercih etmiş biriyle, şehir hayatından artanlarla yaşamını sürdüren parazit olarak adlandırılan insanları anlatan bir kitap...
Bir Çift AyakErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201661 okunma
Bir adam düşünün bir gökdelenin 36. katında yaşıyor, Edward Hopper'ın pencereden bakan kırmızı elbiseli kız tablosu ile.Taşındığı, birbirine benzeyen her yere bu tabloyu da taşıyor.İşi ve evi arasında sıkışmış yaşamında, Edward Hopper'ın yalnız insanları kadar yalnız.Bir gün evinde bir farklılık sezer, duvardaki çatlak, onu bambaşka bir dünyaya taşır.Sistem karşıtı, binalara parazit yaşam alanları kuran, kaçkınlar ile karşılaşır.
Tüketim toplumunun dayatması eşyanın esiri olmak ise kahramanımız kadar hepimizin derdi.
Okuduğum ilk Ertuğ Uçar kitabıydı, Bir Çift Ayak.Çok sevdim kalemini, kitap nedense 1992 yapımı Ron Fricke'in Baraka filmini düşürdü aklıma.
Bir Çift AyakErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201661 okunma