Yokluğu hatırlandıkça, boşluğu kalır geriye. Kaybedilmiş bir uzuv, çekilmiş bir diş, tedavi sonrası dökülmüş saçlar gibi... Ama şaşırtmaz ölüm. En acıtanı, çocuğunu kaybetmek midir; yoksa onu, henüz küçük bir çocukken kaybetmek mi? Acıyı çekiç darbeleriyle döverek, incelterek, şekillendirerek... Bakır bir tepsiyi işler gibi duvara asıp sonra da, karşısına geçip eserine iç geçirerek bakmak!