1983 yılında Hatay Dörtyol'da doğdum. Dörtyol'da lise öğrenimimi tamamladıktan sonra Samsun OMÜ sınıf öğretmenliğini bitirdim. 2005 şubat ayından beri öğretmenlik yapıyorum. 2013 yılında AÖF Kamu yönetiminden mezun oldum. 15 ve 7 yaşında olmak üzere iki çocuğum var. Çocukları, kitapları ve doğayı çok seviyorum. (Kendi ağzından)
Bir bulut vardı
Sen,ben, biz diyarında
Kimi zaman seni gölgelerdi
Çoğu zaman beni
Karamsarlaşırdık
Savaşmaya yeltenirdik
Bulutla şehirle
Kirlenmişliklerle
Gücümüz her şeyi yetti de
Bir tek kirlenmişlere yenildik.
Sen de benzedin bu şehre
Ben de yavaş yavaş
Zamanla
Yağmur olup yağdı bulut
Bu şehrin tepelerine
Sen, ben, biz kirlendikçe
Güneş belirdiğinde bir gün
Gökyüzünde
Ne sen kaldın aydınlanacak
Ne de ben
Bu şehirde yanlızca
Kirlenmişlik kaldı
Sabah yine o şiddetli dayanılmaz baş ağrısı ile kalkıp alarmı kapattın. Gözlerim kapalıyken dahi göz kapaklarından sızan ışık, ağrımın şiddetini arttırmaya yetiyordu.
Arkadaşlarıma durumumu kısaca anlattıktan sonra evde kalacağımı söyleyip yanımda kalmalarına gerek olmadığı konusunda onları ikna ettim uzun uğraşlarla.
Bir süre daha yatakta ağrıyla can çekiştikten sonra duvarlardan tutunarak mutfağa gittim ve küçük bir ekmek arası zeytin yiyerek mideme bir şeyler girmesini sağladım.
Bir bardak su alarak odama döndüm.
Masanın üzerinde hazırda beklettiğim ağrı kesiciyi içtim.
Hemen tekrar yatağa dönüp yorganı başıma çektim.
Yaklaşık yarım saat sonra dinmeye başlayan ağrımla rahat nefes almaya başladım.
Öğlene kadar evde biraz oyalanıp müzik dinledim.
Öğlen sahile inmek için hazırlanırken yine içime bir sıkıntı düştü.
Param olmadığı aklıma gelince keyfim kaçtı.
☹Oysa bursum yeni yatmıştı.
Meltem'den aldığım borç, ilaç masrafları ve ev giderleri derken yine param suyu çekmişti.
Üstelik bir dahaki aya epey gün vardı.
Sürekli borç istemeyi de kendime yediremiyordum.
Kendimi dışarı atıp biraz yürüyüş yapmanın iyi geleceğini düşündüm.
Yordu zaman, yordu düşler
Zaman yoğurdu acımasızca
Dişli çarklarında bizi
Ey sevda artık azat et beni!
Puslu bakışlarımı firar et
Beni kendime sürgün et
Git demezsin biliyorum
Ama artık
Yol ver ben gideyim...
Bir eylül gibi
geçer gidersin ömrümden,
Yapraklarımı döker,
Kırar atarsın kolumu kanadımı,
Yine de yeşillenip
çiçek açar belki bu gönül,
Mevsimlerden koparıp atabilirse kendini eylül...
-
Nadide bir eser ortaya çıkarılmış. Sade yalın bir anlatımı var. Şiir severlere tavsiye ederim. Kırlangıçların Göçü, yeni hayatların başlangıcı olacaktır okuyan gönüllerde. Keyifli okumalar dilerim. :)
Emir'e kuzeninden bir posta gelmiştir. İçerisinde çok sevdiği Eylül'ün evlenmiş olduğuna dair bir not ve Eylül'e ait bir günlük yer almaktadır. Şiirler ve anılar ile bezenmiş bir gönül hikâyesinin anlatıldığı kitapta Emir'in iç sorgulamasına tanık oluyoruz. Birbirlerini çok seven iki gencin yaşadıkları . İki taraf açısından da anlatılıyor. .
Yazarımızın dili oldukça akıcı ve anlatımı çok güzel. Tatil de benim için bir fırsat sundu ve kitabı bir günde okuyup bitirdim. Yazar bize ta kitabın başında Eylül un evlenmiş olduğunu söylüyor ama kiminle evlenmiş, neden evlenmiş bunu bir muammada bırakıyor. ..
"Islanan yanaklarıma bakıp
Gururlanma sevgili.
Ayrılık değil sorumlusu.
Eylül yağmurları.
Islattığı gibi silmesini de bilir.
Eylül rüzgarları...."
RüzgargülüEsra Algan · Gece Kitaplığı · 201911 okunma
Gerçek yaşanmış bir hikaye yazarın akıcı sade bir anlatımıyla okuyucu ile buluşuyor.
Kitap, Emir ve Eylül adındaki iki karakterin yaşamış oldukları aşkı ve gururu anlatıyor.
İki karakterin ağzından olayları dinleyeceksiniz ve okurken kimin haklı olduğuna sizler karar vereceksiniz.
Yaşamış olduğu riskleri göze alamayan Emir mi suçlu yoksa nefreti sevgisinin önüne geçen ve gururuna yenik düşen Eylül mü? Okurken iki karakterden birine karşı sinirleriniz tavan yapabilir.
Okurken cesaretin, hayatın biçtiği rol ne olursa olsun kendi kararlarını verebilmek ve sorumluluğunu üstlenebilmek olduğunu çok iyi anlıyorsunuz. Keyifli okumalar :)
RüzgargülüEsra Algan · Gece Kitaplığı · 201911 okunma