Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Etimad Başkeçid

Etimad BaşkeçidMin Yol Mənə Söylər yazarı
Yazar
Çevirmen
10.0/10
1 Kişi
1
Okunma
1
Beğeni
746
Görüntülenme

Etimad Başkeçid Sözleri ve Alıntıları

Etimad Başkeçid sözleri ve alıntılarını, Etimad Başkeçid kitap alıntılarını, Etimad Başkeçid en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
-Çen, dünkü şakadan birşey anlamadım. -Ne şakası?! Beni azarlıyorlardı işte. Büyüklerin mizaçını Allah kessin. Çen beni ekmek istiyordu. -Yok yaa. Bu nasıl azarlamak? Ne yani, sizlerde insanı biri aracılığı ile mi azarlıyorlar? Kendi gözlerimle gördüm, biri ötekine birşeyler diyordu, o da sana söylüyordu. Tokatı da aynı şekil attılar :))))
Reklam
İngiltere mahkeme sistemi :)
Hıdır ustalara doğru yapmadıklarını ıspatlamak istiyordu, kavşakta arabalar için bilgilendirme levhası koymaları gerekiyordu. Ustalar da kavşakta hızı azaltmadığı için onu suçluyorlardı. Sonda Hıdır elini kaldırıp herkesi susturdu: -Tamam, tamam burda suçlu tek kişi var (soru dolu gözleri köşedeki papaza doğru çevirdi) O da şu papazdır. Eğer papaz "Hepiniz uçuruma yuvarlanıyorsunuz" yerine kavşakta beton engel var diye yazsaydı, hiç kaza filan olmazdı :))
Nihayet günlerden bir gün Şırnoyun yanındaki çalıların içinde bir cini yakalayıp iğneni elbisesine batırıyor... Ama rivayete göre Mustafa bey yufka yürekli olsada başka cinlere de ibret olsun diye kamçıyla iyice ders vermiş. Sonrada at göğsü yapıp köye getirmiş, böylece hem Şeker kadının neticesi rehabilite olmuş, hem de Mustafa bey kendisine sağlam bir köle kazanmış oldu. )))
- Biliyor musunuz her güzelin bir kusuru olduğunu diyorlar. Ama ben ne kadar baksam da sizde bir kusur bulamıyorum. - Gerçekten mi? (Güldü) - Gerçekten (ben de güldüm) Kız etrafa bakınıp kimsenin bize bakmadığına emin olduğunda: - Aslında bir kusurum vardı (eliyle bacakarasını gösterdi) ama ondan 13.ümde kurtuldum :))))
Onları o koltuğa oturtan kim? Halk:sen, ben, onlar. Bunun adına demokrasi diyorlar. Nedir demokrasi? Diceksin ki, demos-halk, kratos-hakimiyet demektir. Yani hall hakimiyeti. Sorun şu ki, dostum demos hiçbir zaman "halk" olmamıştır. Demos özel kesimdir, şimdiki sosyete gibi birşey. Buraya ait edilebilmesi için insan tam tamına 7 sanat öğrenmeli: ritorik, müzik, matematik, astronomi, felsefe, mantığı bilmeyen kişi hiçbir zaman demosun üyesi hesap edilmezdi. Geri kalanlarsa okhlos sayılıyordu. Rusçadaki oklomon-kuşkafalı kelimesi de burdan geliyor.
Demokrasinin en güzel tanımıKitabı okudu
Reklam
Yönetimdekileri bu maymunlarla kıyaslıyor
Prinston Üniversitesinin bilimadamları 40 yıl boyunca Kenyanın Milli Parkında yaşayan bobuinleri gözlemlemişler, onların kanlndaki hoemonların seviyesini kontrol etmişler. Neticede sosyal merdivenin zirvesindeki alfa erkeklerin kanındaki stres hormonları-glukokortikoidler (adrenal hormon) aşağı tabakaya kıyasla daha fazla. Bunun sonucundaysa testesteron-erkeklik hormonları neredeyse yok denecek kadar azalmıştır. Testesteron azalıncaysa, mahlukat gitgide sinirleniyor, adalet duygusunu kaybediyor ve etrafındakile zulm etmeye başlıyor.
Leyla ile Mecnun kafası :))
Çantayı çalan her kimse, şimdi çok uzaklardaydı. Ellerimi açıp tanrıya hamdü sena ettim: - Çok sağolasın, bir tek sen biliyorsun ki, senden ne kadar razıyım. Zaten çanta sırtımı acıtıyordu. Doğrusu artık giyecek kıyafetim de kalmadı, ama niye üzüleyim, ıslanmışın yağmurdan ne korkusu. Sağ ol, var ol, ve rahmetu ve berekatu :))
Gülmekten fırsat bulursam okurum :))
-Beyler!- Ben artık dayak yiyeceğimi gözüme kestirmiştim.. -Hey sen! Birşey mi dicektin? -Komutan hayretle yüzüme baktı Sanki konuşan insan değil de Valamın eşeğiymiş. İlk kez kendimi malum edebi kahramanın yerine koydum.
Öğrenci dehası her asırda vahşi yaratıcıdır :)
Ama öğrencilerin Keith Waterhouse'un kahramanının şerefine "Yalancı Billy" dedikleri bu basit mekanizma sayesinde istediğin kadar konuşa biliyordun. Şöyleki kuruşun kenarından delik açıp, ip bağlıyorsun, konuşurken telefona artığın kuruşun ipi elinde oluyor ve 3 dakikanın tamamında onun kayıp içeri düşmesine izin vermiyorsun.
Reklam
Yok yok bitiremicem bu gece :)))
Birgün ormandan kuru dalları toplayıp getiren Şeker kadının eteğini aşağı çekmiş cinler. Kadın böylece eteği dizinde, arkası ağararak köyün içiyle doğru eve kadar yürümüş. Ancak dalları yere koyduğu an farketmiş ki, eyvah netice elden gitmiş. Cinler köyde çok böyle oyunlar çıkarıyormuş.. Onların hükmüne de Şeker kadının olayından sonra son verilmiştir. Şeker kadının kocası Mustafa bey cinlerin zıvanadan çıktığını gördüğünde cümle alemi toplayarak onları avlamaya gitmiş.
Kim demiş bizden bilimadamı çıkmaz diye :))
Sabah sabah daha da yüksek ses çıkarsın diye demir kovanın içine koyduğum saatin sesini de duymamıştım.
Öldüm gülmekten :)))
Korelinin yüzüne bakıp yaşını tahmin etmek, gökyüzüne parmakla dokunmaya benzer :)))