Eymen Ez-Zevahiri

Eymen Ez-ZevahiriEl Vela Ve'l Bera yazarı
Yazar
9.0/10
10 Kişi
40
Okunma
9
Beğeni
1.480
Görüntülenme

Hakkında

Eymen ez-Zevahiri, Mısırlı bir ilahiyatçı, genel cerrahi uzmanı, tıp doktoru. ve el-Kaide'nin şu anki lideridir. Daha önceden Mısır İslami Cihadı'nın emiriydi.
Doğum:
19 Haziran 1951

Okurlar

9 okur beğendi.
40 okur okudu.
1 okur okuyor.
25 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Güç Şeref
Müslüman şu hususu hiçbir zaman hatırından çıkarmasın bilsin ki en güçlü ve en şerefli olan kendisidir. Evet Müslüman Allah'ın emrine ve yoluna yapıştığı zaman onun şeriatına bağlandığı vakit akide ve inancının gereklerini yerine getirince bilsin ki en güçlü ve en şerefli insan kendisidir.
Sayfa 1
"(Rasûlüm)! De ki: İşte bu, benim yolumdur. Ben bilerek (ve görerek) Allah'a (Allah'ın dinine, şeriatına) çağırıyorum. Bana uyanlarda böyledir. Allah'ı (ortaklardan) tenzih ederim (tüm eksikliklerden uzak tutarım)! Ve ben (Allah'a) ortak koşanlardan değilim." (Yusuf, 12/108). İşte gerçek ve sağlam yol budur. "Yapılacak olan tebliğ de bunun için yapılır. Putlara, tağutlara ve Allah'dan başkası adına çağrı yapanlara ve yüceltilen maddî varlık ve düzenlere uyulmaz. Hepsi reddolunur. İman ve İslam noktasında asgari müşterek diye bir şey de yoktur.
Reklam
Tevhîd Mücadelesi...
Hz.Âdem'den itibaren süregelen Tevhid mücadelesi zincirinin halkasını oluşturan tüm tebliğciler kavimleri tarafından horlanmışlar, işkence görmüşler, öldürülmüşler, testerelerle ikiye biçilmişlerdir. Fakat hiç birisi bu Tevhid mücadelesinden taviz vermemişlerdir. Hiç birisi hele önce zenginleşelim, ekonomimizi güçlendirelim de, sonradan gerekeni yaparız, düşmana silahıyla karşılık veririz, dememişlerdir. Çünkü onlar şuna inanmaktaydılar. Güç ve kuvvet sadece Allah'ındır, hakimiyet de O'nundur. Bu kimseler aynı zamanda şu gerçeği de hiç unutmamakta idiler; Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Onların güvenip övündükleri ne mallan, ne de evlatları, Allah yanında onlara bir şey sağlamaz." (Ali İmran, 3/10-116, Mücadele, 58/17).
Ey Rasûlüm! De ki ey kâfirler! Sizin tapmakta olduklarınıza ben (teklifinizi kabul edip asla) tapmam. Şu anda siz de benim ibadet ve kullukta bulunduğuma ibadet ve kulluk edecek değilsiniz. Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim. Öyle ya siz de benim ibadet ve kulluk' ettiğime ibadet ve kulluk etmezsiniz. O halde sizin (batıl) dininiz size, benim (hak olan) dinim de banadır." (Kâfirûn, 109/16) İşte müslüman kulluğunda, sevgisinde, emirleri uygulamada, yasaklardan uzak kalmada, tağûtî sistemleri reddinde bunları göz önünde bulunduracak ve bunları esas alacaktır. Zira bunun için yine Rabbimiz şöyIe buyurmaktadır: "(Biz) Allah'ın (verdiği) boyası (Hak din İslâm) ile boyandık. Allah'dan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O'na kulluk edenleriz." (Bakara, 2/138).
İslâmî tebliğde asıl olan meseleyi ya da konuyu direkt olarak anlatmak ve aktarmaktır. Dolambaçlı ve karmaşık ifadelerden uzak durmaktır. Çünkü Kitap ve Sünnet de bunu gerekli görmektedir. Nitekim Rabbimiz Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurmaktadır: "Ehli kitaptan öyle bir gurup vardır ki, okuduklarını kitaptan sanasınız diye (kitaptan olmamasına rağmen) kitabı okurken dillerini eğip bükerler. Söyledikleri Allah katından olmadığı halde "Bu Allah kamdandır" derler. Onlar bile bile Allah'a iftira ederler." (Ali İmrân, 3/78).
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok