Most Liked Eymen Ez-Zevahiri Posts
You can find Most Liked Eymen Ez-Zevahiri books, most liked Eymen Ez-Zevahiri quotes and quotes, most liked Eymen Ez-Zevahiri authors, most liked Eymen Ez-Zevahiri reviews and reviews on 1000Kitap.İsrail ile barış yapmak, onun Filistin'i istila etmesini kabul etmek, dinde zarûrî olarak bilinmesi vacip olan şerî ahkâmların inkârını içerir.
Sayfa 79 - Beyaz Minare KitapKitabı okudu
"... aramızda kılıçlar henüz sözünü söylememiştir."
Sayfa 43 - Beyaz Minare KitapKitabı okudu
Şeriat hâllerin değişmesi korkusu ile kâfirleri dost edinen münafıkların özürlerini kabul etmemiştir.
Sayfa 76 - Beyaz Minare KitapKitabı okudu
"Müslümanlar'a ne oluyor da ellerinde maldan hazineler, onları kurtarmak için gerekli kuvveti ve kudreti varken Müslüman kardeşlerini düşmanların elinde esir olarak bırakıyorlar!"
Sayfa 72 - Beyaz Minare KitapKitabı okudu
"Allah bilsin ki kalbimizde müşriklere saygı yoktur..."
Sayfa 32 - Beyaz Minare KitapKitabı okudu
Müslümanlar'a en şiddetli şekilde zulmeden cellâtların hac ve umre ettiğini gördük.
Sayfa 16 - Beyaz Minare KitapKitabı okudu
Bugün Müslümanlar'ın kâfirler arasında safları hak ile bâtıl olarak ayıramamasının en büyük gerekçelerinden biri, düşman edinmeleri gereken kâfirleri dost kabul etmelerinde yatmaktadır.
Sayfa 8 - Beyaz Minare KitapKitabı okudu
Mesele Baasçı Saddam'a karşı kâfir kuvvetlerden destek almak değildir. Mesele Arap Yarımadası'ndaki petrol kaynaklarını ihtilal etme meselesidir. Amerikan kuvvetlerinin çağrılmasına gerek yoktu. Arap ve İslâm ülkelerinin orduları Kuveyt'i korumaya veya özgürleştirmeye yeterdi.
Ancak bu liderler herhangi bir iradeye sahip değildir. Onlar kendilerine sınırlarını çizen İngiltere'nin ürünüdür.
Sayfa 83 - Beyaz Minare KitapKitabı okudu
Tevhîd Mücadelesi...
Hz.Âdem'den itibaren süregelen Tevhid mücadelesi zincirinin halkasını oluşturan tüm tebliğciler kavimleri tarafından horlanmışlar, işkence görmüşler, öldürülmüşler, testerelerle ikiye biçilmişlerdir. Fakat hiç birisi bu Tevhid mücadelesinden taviz vermemişlerdir. Hiç birisi hele önce zenginleşelim, ekonomimizi güçlendirelim de, sonradan gerekeni yaparız, düşmana silahıyla karşılık veririz, dememişlerdir. Çünkü onlar şuna inanmaktaydılar. Güç ve kuvvet sadece Allah'ındır, hakimiyet de O'nundur. Bu kimseler aynı zamanda şu gerçeği de hiç unutmamakta idiler; Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"Onların güvenip övündükleri ne mallan, ne de evlatları, Allah yanında onlara bir şey sağlamaz."
(Ali İmran, 3/10-116, Mücadele, 58/17).