Ezize Ziyo Bedirxan Sözleri ve Alıntıları
Ezize Ziyo Bedirxan sözleri ve alıntılarını, Ezize Ziyo Bedirxan kitap alıntılarını, Ezize Ziyo Bedirxan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çaldıran savaşı (1514) sonucunda Kürdistan ülkesi Osmanlı ve İran arasında bölündü. XX. Yüzyılda ise Lozan Antlaşması ile Kürdistan yeniden dört devlet arasında bölündü.
... Ama ezilmişlik ve baskı altında tutulma bir kader değildir.
"Haklı talepler değil, uğruna iyi mücadele yürütülen çalışmalar zaferle sonuçlanır."
Egon Erwin Kisch
Kürdistan'ın yok edilişinin diğer nedenleri üzerinde de durmak mümkündür ;Kürt halkının inkar ve imhası üzerinde kurulan Türkiye'nin Kürtlere düşmanca yaklaşımı, Kürtlerin "yutularak" Azerilerin sayısının artırılması siyaseti, bu konudaki belirleyici hususlardandır.
Kendi halkının tarihinin sahibi olmak aydınların toplum karşısındaki borcudur.
Ferdinand Foch şöyle demişti :"Bana filanca sorunun çözümü çok zordur, demeyin. Eğer kolay olsaydı 'sorun' olarak tanımlanmazdı zaten".
Kızıl Kürdistan konusundaki suskunluğumuz, Kürt halkının hasımlarının elini güçlendirmekdir. Suskunluğumuzu kendimize, kendi değerlerimize karşı ihanet olarak değerlendiriyorum.
Tarih, hayalleri ve tutkuları büyük olanların büyük amaçlara ulaştığını ortaya koymuştur.
Dil halkın varlık nedenidir. Dilin unutulması, bir halkın ortadan kalkmasına sebebiyet teşkil eder.
"Yaşam, akıntıya karşı yüzmektir ;ilerleyemezseniz geri gidersiniz. "
Aristoteles
Türkiye devleti Kürtlerin ıstırapları üzerinde kurulmuş ve yaşamaktadır...
Kürtler Medler döneminden beri, hatta daha eski zamanlardan beri bu bölgededir. Burası da Med İmparatorluğu'na bağlı bir bölgedir. Kürtlerin bu bölgedeki varlığı Türklerden de Ermenilerden de öncedir. XI ve XII. Yüzyıllarda, bölgede, Revadi, Şeddadi gibi Kürt hükümetleri vardır... Kürtlerin bu bölgeden Orta Asya'daki Federe Türk Cumhuriyetlerine sürgünü, Kürtlere çok büyük bir darbe indirmiştir.
Bizler kendimizi kaybettikçe ve kaybettirdikçe, ulusumuzu kaybediyor ve ulusumuza kaybettiriyoruz. Bu sürece "dur" demek görevi aydınlarımıza aittir. Onların üzerine büyük tarihsel görevler düşmektedir. Daha bugünden geç kaldığımız aşikardır, yarın ise büsbütün geç kalmış olacağız.
Siyaset, imkan sanatıdır, daha doğrusu, mümkünsüz görüneni mümkün kılma sanatıdır. Amaç haline gelen her siyasal girişimin gerçekleşme şansı vardır. Burada belirleyici olan istemdeki ciddiyet ve hedeflenen amaca bağlılıktır.
Tarihin saati rastgele zamanda çalar.