Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Faik Ökte

Faik ÖkteVarlık Vergisi Faciası yazarı
Yazar
8.0/10
2 Kişi
16
Okunma
1
Beğeni
772
Görüntülenme

Faik Ökte Sözleri ve Alıntıları

Faik Ökte sözleri ve alıntılarını, Faik Ökte kitap alıntılarını, Faik Ökte en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eşya fiatlarının her gün bir az daha yükseldiği, hizmet erbabının her gün bir az daha sefalete gömülmiye başladığı bu günlerde, hizmet erbabından Varlık Vergisi istenemezdi. Bunun için Adalanın getirdiği habere inanmamış, şaka yapıyor sanmıştık. Hakikatte işin şakaya tahammülü yoktu. Adalan hizmet erbabından alınacak vergiye ait nisbet cetvelini hamilen geliyordu. Merkez bize bir kısım hizmet erbabının vergiden istisnası salâhiyetini de veriyordu. Uzun uzun düşündükten sonra Adalanla M grubu müstahdemlerinin toptan istisnasına karar verdik. Zararın neresinden dönülse kârdı. Teklifimizi merkez derhal kabul etti; zamana ve zemine uygundu. Bu suretle yalnız G. Hizmet erbabı ve seyyarlarına vergi tarh edecektik...
M= müslümanlar G= gayrimüslimlerKitabı okudu
Devlet kendi vatandaşını müslim-gayrimüslim diye ayırırsa...
"Tahakkukun başında bu durumu olduğu gibi merkeze intikal ettirerek acizimizi anlattık ve her mükellefe tabiiyeti için ayrı ayrı müracaatla hüviyet soramayacağımızı bildirdik. Bize müspet, menfi bir cevap veremediler. Tarhiyatın ilanını takiben ecnebi meselesi gün gün belirdi, kristalize bir hal aldı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun kara günlerini hatırlatan bir mesele oldu. İşin esasından bozuk olması, nihayet teşkilatsızlık, kayıtsızlık yüzünden hadis olan durumu önlemek elimizden gelmedi. Tahakkuk için verilen 15 gün içinde başka bir şey yapmamıza fiilen imkan yoktu. Bile bile bu badireye sürüklendik; arkamızdan devleti de sürükledik."
Reklam
Adalet herkese lazım...
"Aslında M (müslim) grubu vergileri gayet hafifti; hatta bir kısım mükellefler kendilerine neden bu kadar az vergi tarh edilmiş olduğuna hayret etmişlerdi. Verginin ilanı günü sevincinden kurban kesen M mükellefler vardır."
Sayfa 129Kitabı okudu
(...) Zira, nazist karakterine rağmen, biz hâlâ bu verginin hukukla irtibatını muhafaza etmeğe çabalıyorduk... Mahrem vasfiyle tamim edildiği için kitaba ekleyemediğim maddî hata ve mükerrerlik talimatnamelerinde, tatbikatta önümüze çıkan hadiselerden ilham alınarak jurusprudansımıza uygun bir şekilde varlık vergisi hukukî kanaviçesi işlenmiştir. Bir bakıma Hukuk, sanatkârlarının elinde işlediği her kalıba gelir bir madendir. Tarih boyunca Hukukun alet edilerek yapılan cinayetleri saymaya imkân yoktur. Sokrat’a bir mahkeme karariyle zehir içirilmişti. Mebusan meclisini dağıtırken son Osmanlı Padişahlarının en zeki ve en dirayetlisi olan İkinci Abdülhamit, Kanunu esasinin muayyen bir maddesine istinat ediyordu ve görünüşe göre de haklı idi.
Toprak Mahsulleri Vergisi
Filhakika Toprak Mahsulleri vergisi de Varlık Vergisinin dayandığı takdir esaslarına dayanır. Bu takdirin mahsulun yeşermediği zamanlarda yapıldığı da vakidir. Hububat işlerinden anlayanlar, başak tekemmül etmeden takdire gidilemiyeceğini, bundan sonra da mansulün çeşitli tehlikelere maruz bulunduğunu bilirler. Bu bakımdan, toprak mahsulleri vergisi, zannedildiği gibi, bir Gelir Vergisi değildir; onun sermayeye hitap eden tarafları da vardır. Varlıktan sonra köy köy dolaştırılan maliye müfettişleri bu verginin tatbikatta daha elim misaller verdiğini beyanda müttefiktir. Bu mevzuda toprak mahsulleri vergisinin bu günkü gelir ölçüleriyle asgari maişet payı haddinde olan köylü kazancına hitap ettiğini de düşünmek lâzımdır. Köylü bu vergiyi nafakasından ve tohumundan ödemiştir. Hal böyle iken toprak mahsulleri vergisi dolayısiyle yapılan feryat ve şikâyetler, Gelir Vergisi dolayısiyle yapılanların onda biri değildir. Ve şikâyetler alarman şekilde yapılmamıştır. Bunun muhtelif sebepleri vardır: 1) Toprak mahsulleri vergisi daha geniş bir kitleye hitap eder. Mükellef adedi daha fazladır. 2) Sermayeden alınan kısmı varsa da, vergi daha ziyade mahsul üzerinde müessestir. İptidaî manada da olsa, yine irada hitap eder. 3) Bu vergiyi veren kitle zaten sefalet içinde idi. Vergiyi ödemekle yaşama seviyesinde büyük bir değişikllik olmamıştır. 4) Varlık mükellefleri hakkını istemesini bilen, sesini yükseltecek kimselerden terekküp etmektedir. Senelerin cefakeşi Anadolu ise her derdi sineye çekmesini bilen bir rinddir.
Almanların 4.241 milyon liralık vergileri 3.241 milyona indirildiği halde, İngilizlerin 6.447 milyonları 2.828 e indirilmiştir. Bu hal o devirde kendimizi müttefiklere yakın hissettiğimizdendir. Vergi miktarı, mükellef adedi ne olursa olsun, Amerikalılar varlık vergisi vermemişlerdir. Sovyet tebaasının kendi rızalariyle ödedikleri vergi kısmı muaddel vergi addedilmiş, haklarında takibat yapılmamıştır. Ecnebi vergileri üzerinde kaydedeceğim bir müşahede de Sefaret ve Konsolosluk erkânının tebaalarının himayesi bahsinde gösterdikleri hassasiyettir. Varlık vergisinin devamı müddetince Yunan Konsolosu her gün Kırdarı ziyaret etmiş, Yunanlıları korumaya çalışmıştır. Verginin devamınca Kırdar Konsolosların tazyiki altında ezilmiştir. Konsolos yardımcıları benimle, hattâ şube şefleriyle, dostluk kurup tebaalarını himayeye çabaladılar.
Reklam
Günah çıkarma...
"Varlık Vergisinde şöven milliyetçiliğin, ırkçılığın damgası vardır. Verginin tahakkuku sırasında sarhoş edici bu morfinli rüzgarın estirildiği muhakkaktır. Verginin tahsilinde realitelerle karşılaşınca kendimizi topladık. Amma o zaman da iş işten geçmişti."
Sayfa 211Kitabı okudu
Hayatta hiçbir şeye güvenilmemesini öğrenmek... Böyle yaşanır mı?
"Bu faslın muhtevasını teşkil eden vukuatı bütün hatları ve renkleriyle kağıda aksettirmek için dahi bir yazara ihtiyaç vardır. Ancak bu çapta bir kalem, yıllardır, gözü yaş görmeyen erkeklerin hıçkırıklarını, evsiz yurtsuz kalan kadın ve çocukların feryatlarını aksettirebilir. Ancak o kalem uzun seneler boyunca damla damla biriken servetlerin bir kasırga darbesiyle savrulduğunu, varını yoğunu vergiye yatırdıktan sonra çocuklarını sokakta bırakıp darağacını omuzlayan, Aşkale'nin yolunu tutan bahtsızların bakışlarındaki ıstırabı belirtebilir... O günlerde altın buzağıya tapanlarla yarı aç yarı tok bir kitle arasında amansız bir mücadele geçmiştir. Vermek istemeyenle mutlak almak isteyenin bu amansız mücadelesi, insan zekasının yarattığı şaheser hile ve düzenlerle doludur. Bu devre kamil olanlara hayatta hiçbir şeye güvenilmemesini öğretecek nice ibret lavhaları kaydeder."
Sayfa 143Kitabı okudu
Bu gün vergisini vermiyen bir mükellef kampa alınırken, aynı durumda olan bir İkincisine yarın yeni mühletler verilmesi, bu facianın elim tecellileridir. Aylarca uzatıldıktan sonra vergi bakiyesinin affı ise, facia içinde bir faciadır. Bu hal vergisini ödeyen mükellefleri ödemiyenler yanında zayıf düşürmüştür.
— Faik oğlum, bu sabah gazetede Varlık Vergisinin metni çıktı. — Evet, hocam. — Tabiî gazeteciler işi kavramamış, metni eksik yazmışlar.. — Hayır, benim okuduğum gazetelerin hepsinde metin tamamdır.... — Nasıl tamam? İtiraza, temyize müteallik bir hüküm yok! Verginin nisbeti malûm değil... — İşte bu da böyle bir vergi hocam! — Oğlum, siz toptan deli mi oldunuz? Verginin tatbiki sıralarında bu suali çok defalar ben de kendi kendime sordum ve yarının tarihini yazacaklar bize aynı suali soracaklardır. Onlara şimdiden Hocama verdiğim cevabı veriyorum: — Bu kanunu ben çıkarmadım. Bu suale ben muhatap değilim. Ben yalnız tatbikatın günahlarından hisseme düşeni yükleniyorum. Bu şekildeki bir kanunun başka nasıl tatbik edileceğini de vicdan sahiplerinin insafına bırakıyorum. Benim bildiğim, oyuncu attığı zarın icabını korkmadan oynamalıdır; aksi takdirde kaybetmeye mahkûmdur. Varlık Vergisi hilmüşefkatla tatbik edilemiyecek bir ucube idi. Biz tatbikatçılar piyeste yazılanı oynadık...
Reklam
Keşke Saraçoğlu, Adalan ve Ökte de gitselermiş o zaman...
"Çalışma kampında hayat, zannedildiği gibi meşakkatli ve güç olmamıştır. Aşkale'ye gidenler iklim dolayısıyla senenin mühim bir kısmını evlerinde, kahvehanelerde tavla, iskambil oynamakla geçirmişlerdir. Mütemadi tazyiklere rağmen alakadarlar hususi havale yolu ile oraya para getirtmek ve rahat yaşamak yolunu bulmuşlardır. O kadar ki bu seyahat şehir hayatı ve ticari mücadeleler dolayısıyla bozulan sıhhatleri düzeltmiş, gidenler -ailelerini şaşırtacak kadar- kanlı, canlı, neşeli olarak geri gelmişlerdir."
Sayfa 159Kitabı okudu
Bu dönemde asıl üzerinde durulacak nokta, Varlık Vergisinin, harp dolayısiyle zaten sarsıntılara maruz olan İktisadî bünyemizi derinden gelen bir zelzele gibi sarsmasıdır. Fevkalâde hallerde Devlete düşen en büyük vazife, bu hallerin icabettirdiği sivrilikleri mütemadiyen yontmak,İktisadî nizamı, piyasayı, mümkün olduğu kadar sarsıntıdan korumaktır. Büyük müstehlik kitlelerinin korunması buna bağlıdır. Gümrüklerin kapandığı, ithalâtın güçleştiği bir devrede, fabrikaları, imalâthaneleri durdurarak, ticarethaneleri kapatarak, ticarethane ve imalâthaneleri bu işlerden anlamıyan insanların eline geçirterek, itimat ve emniyet havasını allak bullak ederek, bu nizamı bizzat Devlet alt üst etmiştir. Malî dönemde bu vergi ile kaybettiğimiz en kıymetli döviz, Vatandaşın devlete olan itimadının sarsılmasıdır. İktisadî hayatta mükellefin devletten beklediği en büyük teminat, müstekar bir nizamdır. Endüstri, ticaret, bütün İktisadî hayat, emniyet havasını teneffüs ederek yaşayabilir. Varlık vergisi ile bu hava zehirlenmiştir. Günün birinde devletin şu veya bu mülâhaza ile takdire dayanan bir vergi vaz edip istediği zümreyi iflâsa sürükleyebileceği hakkında Varlık Vergisi elim bir misal vermiştir.
Ya gayrimüslim vatandaşlarımız? Böyle nifak sokulur mu topluma?
"G (gayrimüslim) grubu ile ortak olan Türkler gerçekten mağdur olmuşlardı. Bunlardan mesela polislikten yetişme Mehmet Ali Kıran bu yüzden toplama kampına kadar düştü ve ancak benim şedit müdahelem sayesinde M (müslim)'lerin Aşkale'ye sevkinden istisnası üzerine yakayı kurtardı."
Sayfa 130Kitabı okudu
İdarecilerin bu devrede düştükleri hatalardan biri de programsızlıktır. Gözlerinin önünde komşu memleketler 3-5 senelik plânlarla çalışırken bizimkiler gece rüyalarına giren veya yemekte bir iş adamının aklından esen bir fikri benimsiyerek hemen tatbikine kalkmışlardır. Muhtelif başlardan çıkan bu insicamsız fikirler dolayısiyle memleketin İktisadî yürüyüşü senelerce emekleyip durmuştur.
Aradan bu kadar sene geçti; Varlık Vergisini düşünürken ben kendime sorduğum bir sürü suali hâlâ cevapsız bırakmaktayım: 1 — Vergiyi tahakkuk ettirmek için bize neden yalnız on beş gün verdiler? İşi bu kadar aceleye getirmekte ne mana vardı? Eğer mükelleflerle uzlaşmadan korkuluyor idiyse bu çapta bir iş bu karakterde insanlara bırakılabilir
94 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.