Fanny Davis

Fanny DavisOsmanlı Hanımı yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
3
Okunma
0
Beğeni
556
Görüntülenme

Fanny Davis Sözleri ve Alıntıları

Fanny Davis sözleri ve alıntılarını, Fanny Davis kitap alıntılarını, Fanny Davis en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Önemli bir Türk devlet görevlisi ve beyefendisi, bana terfi etmenin tek yolunun, karısının saraylı hanımlardan biriyle olan bağlantısı olduğunu söyledi.”
Kölelik, bir tutum değişikliğiyle birlik­te, gözde olmaktan çok çöken bir kurum haline geldi. Daha önemlisi, Osmanlı ile­ri gelenleri, İmparatorluğun küçülmesinin getirdiği toprak ve gelir yitiminden do­layı yaşam tarzlarını değiştirmek zorunda kalmıştı; çok carlyeli ataerkil büyük ha­ne halkı modeli artık ekonomik bakımdan olanaksızdı.
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
İstanbulun trafik sorunu 17.yüzyıla dayanıyormuş
Bu dönemde, yani 17. yüzyılda araba, İstanbul’da o kadar yayıngıdı ki sultan sokakların tıkanmasından yakınarak kullanımını yasaklamıştı.
Ansiklopedici ve sözlükçü Şemseddin Sami, 1880 yılında yayımladığı Kadınlar adlı kitapçığında, insanların yarısını kadınlar oluşturduğundan, eğitim almaları gerektiğini ileri sürüyordu. Kadınların, genç kızlık döneminde yalnızca ev idaresi ve çocuk yetiştime konularında değil, çocuklar büyüyüp evden ayrıldığında değerlendirebileceği beceriler edinecek şekilde de eğitilmesi gerektiği kanısındaydı.
Ünlü yazar ve gazeteci Namık Kemal, kadınlara yönelik eğitimin ateşli bir savunucusuydu. Uygar ülkelerde kadınların da erkekler gibi eğitim gördüğünü biliyoruz diye yazmıştı
Sir Edwin Pears, 1873-1915 yılları arasını kapsayan anılar kitabında şöyle yazar: "Önemli bir Türk devlet görevlisi ve beyefendisi, bana terfi etmenin tek yolunun, karısının saraylı hanımlardan bi­riyle olan bağlantısı olduğunu söyledi." Saraylılar, saray bağlantılarından dolayı eş olarak çok makbuldü ve tarihçi Mehmet Ziya Pakalın'a göre genellikle devlet erkanıyla evleniyorlardı.
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı ülkesinde hekimlik yapan ve mesleği gereği Esir Pazarı'na gidip gelen İngiliz Madden, bir savaş tutsağının farklı bir resmini çizer. 1829 yılında, Osman­lı-Yunan Savaşı sırasında tutsak düşen bir Yunanlı kız hakkında şunları yazmıştı: Onbeş yaşlarındaydı ve bakışlarından onu satın alma nedeni belli olan yaşlı bir Türke yürüyüşünü ve endamını sergilemek üzere getirilmiştı;­ adam kızın dirseklerini burdu, ayak bileklerinden çektı; kulaklarına do­kundu, önce ağzını, sonra boynunu inceledı;. bunlar olup bittiği sırada kö­le tüccarı, onüçünden fazla olmadığını, uykusunda hiç horlamadığım te­min ederek ona her bakımdan kefil olduğunu söyledi ve kızın yüzünü ve boyunu bosunu övüp durdu.
Sayfa 120Kitabı okudu
Köleler sık sık azat ediliyordu; kimileyin bir kadın veya ikbal doğum yaptığın­da, kimileyin de bir sultanın, çoğu zaman da tahta çıkan yeni bir sultanın andı üzerine ve bayram veya kandil gibi özel durumlarda azat ediliyorlardı. Kandil ge­celerinden birinde bir köle, sultanın bulacağından emin olduğu bir yere, "Köle efendisinden bir lütufta bulunmasını diliyor" yazılı bir notu koyuyor ve sonrasın­da sultanın huzuruna çıkmaktan sakınıyordu. Sultan genellikle bu dileği yerine getiriyor ve kıza biraz para ve çeyiz eşyası vererek uygun bir eş bulununcaya de­ğin saray halkından birisinin evine gönderiyordu.
Sultan bazen bir kadın veya ikbalini, eğer hastaysa veya küçük çocukları varsa, dairesindel ziyaret ediyordu. Topkapı Sarayı günlerinde bu gibi durumlar­da sultan, harem sakinlerinin ortalıktan çekilmesi için, gümüş kabaralı ayakkabı­lar giyerek gelişini duyuruyordu. Çünkü, tesadüfen sultanın karşısına çıkmak saygısızlık sayılıyor, kazara sultanla karşılaşmaya hünkara çatmak deniliyor­du. Dahası, Darüssaade (sultanın özel alanı) içinde, hükümdarın bulunduğu or­tamda sessizliğin sağlanması, sıkı sıkıya uyulan bir kuraldı.
Hanedan üyeleri arasındaki bağlar güçlüydü. III. Selim, diğer kız kardeşi Bey­han Sultan'ın savurganlığından rahatsız olmakla birlikte o sırada darphanenin başında bulunan Yusuf Ağa'ya özür türünden bir not yazarak kız kardeşinin yardımına koşmuştu: "Halihazırda giderlerimiz son derece yüksek ve darphaneden para almak beni utandırıyor; ama, o benim öz kardeşim ve ne yaparsa yapsın ha­la himayemde. Kimseye bir şey sezdirmeden Kethüdası Abdullah Berri Efendi'ye 50.000 kuruş verin ve bunu aylık deftere olduğu gibi kaydetmeyin."
Reklam
Bazen bir kızın fiyatı, horlayıp horlamamasına bağlı olarak değişiyordu. Köle tüccarının, kızın uyku alışkanlığının denenmesi için alıcı adayının evinde birkaç gece geçirmesine izin verdiği biliniyordu.
Sayfa 120Kitabı okudu