Sorunlar ne kadar küçük de olsa, şeytan ve nefis o kadar büyütür ve ürkütücü bir hale getirir ki, sabırsız ve zayıf olan insanlar, bu tür küçük ve basit sorunlar karşısında ezilip yıkılıverirler.
Özellikle televizyonun Müslümanlar için büyük bir felaket olduğunu ve cehennem ateşinden kaçtıkları gibi bu musibetten de kaçmaları gerektiğini belirtmek isterim! Evleri, şeytanın cirit attığı mekanlara dönüştürdüğü gibi bu ortamları da şeytanın göbek attığı, pistlere çevirir.
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
"Madem her yer misafirhanedir;eğer misafirhane sahibinin rahmeti yâr ise herkes yârdır,her yer yarar. Eğer yar değilse, her yer kalbe bardır ve herkes düşmandır."
Zindanlar, çarşaflı, sakallı erkek ve kadınlara ve Cennet çiçeği yavrulara kapılarını açıyor, ziyaret mahalinde gönüllere sürur veren manzaralar oluşuyordu. Artık Müslüman aileler ve Cennet ğilmanı yavrular cezaevleri ile tanışıyordu.