Söz ömrü kaybedecek zamanı olmayanlara, uzun zamandır beklemenin sabır satırlarında duranlara,yollarına ışık olsun diye serpilmiştir ve gölgenin hükmü güneşe varıncaya dek devam edecektir.
Kendi gerçekliğini aynada gören "özne", ilk olarak ayna görüntüsünde kendini tanıyamaz; çünkü başkaları ile iletişim dışında bir nesne olarak kendisi için var olamaz. O yüzden aynada görmek istenen değil; görünmek istenen ikinci bir varlıkla muhatap olma içgüdüsü vardır.
Kişi, dış görünüşü ve imajı ile insan kıyafeti ile ağırlanır söyle dikleri ile uğurlanır aşamasının ilk bölümünü sadece ilk intibada kullanır. Bir ambalaj misali kendisini ilk kez sunacak kişi içeriği eksikse dış görünüşünü heybetli gösterme teşebbüsünde bulunur.
Sezai Karakoç okumaları yapacaklar için tercih edilmesi gereken başucu kitabı. Mitlerle, felsefeyle, psikolojiyle, İslam'la bütünleşerek kitapta Karakoç'un şiirinde ışık ve gölge imgeleri üzerinde duruluyor. Eserde sadece şiir çözümlemeleri bulunmamaktadır. Aynı zamanda Sezai Karakoç'dan yola çıkarak ışık ve gölge kavramları üzerinden yan okuma alanları oluşturulmuştur. Karakoç'u daha iyi anlamak, şiirlerine, şiir imgelerine farklı bakış açısıyla yaklaşmak, ışık ve gölge kavramlarına mistik, felsefik ve psikolojik yaklaşmak isteyenler için okuması gereken bir eserdir. Bu eserle birlikte İslam felsefesi ile bütünleşmiş Karakoç'un şiirlerinin gizlerinde yatan anlam derinliklerine bir ışık açmış oluyorsun. Gölgenin ardına sığınan mısralar "kırılan ışık"la renklerini göstermeye başlıyor. Yeni okumaya başlayan kitapseverlere bol düşünceli, zihni çalıştıran keyifli okumalar dileğiyle...