Şehvet mayoneze benzer. Başka şeylere tat verir ama tek başına mide bulandırır.
Sayfa 304 - Ötüken/ Devamı: "Evet, benzetmemin gülünç ve çocuksu olduğunun ve birçoğunuzun bana katılmadığının farkındayım. Fakat inanın bu böyle. "Kitabı okudu
"Kazım ben senden bunları beklemiyorum. Hediyeymiş, ilgiymiş... Eve de erken gelmeye çalışma... Sen beni sev, içten içe benimle beraber olmak iste yeter. Bugün sen geç gelirsin eve, yarın ben... Ama senin yanıma gelmek için çabaladığını bilmek bana yeter de artar."
Günaydın. Belki de en tuhaf çağını yaşıyor insanlık. Ne acayip günler... Bihaber'i hatırlatıyor bizlere. "Öğrenmek, biz insanları korkutur. Hele bir de yeni öğrendiklerimiz, bildiklerinizi yıkıyorsa durum iyice tüyler ürpertici bir hâl alır." Mümkün olduğunca serinkanlı olmalı sevgili okur. Dikkat edin kendinize ve sevdiklerinize. Var olun.
Annesinin hastalık haberini almasıyla İstanbul’dan baba evine dönen Deniz geçirmiş olduğu anılarıyla dolu bu eve içinin pek de atmamasıyla beraber gelmek zorunda kalır. Deniz’in babası Rüştü bey ailesine karşı ilgisiz, matbaa işiyle meşgul olan ve kazandığı parayla sürekli alkol alan bir tiptedir.
Deniz’in bir de abisi vardır Korkut… İsmi gibi
Bihaber, Fatih Baha Aydın'a ait bir roman. Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü ile Attila İlhan İlk Roman Vakıf Özel Teşvik Ödülü kazanmış. Fatih Baha Aydın genç bir akademisyen. Bu romanıyla adından bir hayli söz ettirdi. Bunu söylemek mümkün çünkü ben de romanla ilgili olumlu eleştiriler okuduktan sonra romana başlamaya karar verenlerden birisiyim.
19. yy ‘da yaşamış olan ressam Suat Hanım’ın yaratıcısının ağzından yazılan bu romanda, Suat Hanım’ın hikayesi ile birlikte onu meydana getiren karakterler ve olaylar anlatılıyor.
Ebeveynlerle çocuklar arasındaki ilişkiler, arkadaşlık veya dostluk ilişkileri, iş ilişkileri, toplumla veya devletle olan ilişkiler gibi çok yönlü bir ilişkiler yumağının içinde debelenen anlatıcının çocukluğundan yaşlılığına kadar hayatının panoramasını sunması sıkıcı olmasa da sıradandı diyebilirim. Fakat “Suat Hanım”ı anlayabilmemiz için anlatılan onca şey boşuna değildir.
Kitapta beni en çok etkileyen “siyah gömlekli genç” ile hocası arasında geçen atışmaydı. Roman, yazar, okur üçlemesi üzerine güzel bir tartışmaydı. Akademik camiaya karşı yazarın aldığı bir intikammış gibi hissettim bu bölümü okurken.