"Kerametleri kabirde, kemikleri çürümüş işanlardan değil, belki ayağımızın altında ve gözümüzün önünde olan mektep ve matbuattan ümit etmelidir. Mektep ile matbuat karşısında el bağlayıp diz çökersek adam olacağımıza, dünya-ahirette mesut olacağımıza ve eğer bunlara iltifat etmez isek dünya ve ahirette bedbaht olacağımıza, her bir fazilet ve insanı kemalattan ayrılarak ahirette mahv ve perişan olacağımıza iki kere iki dört eder gibi inanmalıyız."
Vakti geçmiş ve yâhut elinden iş gelmeyecek adamlar, o işleri ehil gençlere teslim edip hayır dualarını verseler ve ehliyetli gençler de gayret ve hamiyet ile vazifelerini hüsn-i îfâya çalışsalar diyârımız çoktan düzelmiş olurdu.
Zannıma göre, Rusça yâhut Fransızca bilseler dahi kendi lîsanlarından başkasıyla konuşmak istemiyorlar olsa gerek. "Alman toprağına gelen Almanca söylesin." diyor olmalıdırlar.