Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatih Yeşil

Fatih YeşilTrajik Zafer yazarı
Yazar
Derleyen
8.3/10
3 Kişi
21
Okunma
2
Beğeni
518
Görüntülenme

Fatih Yeşil Sözleri ve Alıntıları

Fatih Yeşil sözleri ve alıntılarını, Fatih Yeşil kitap alıntılarını, Fatih Yeşil en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Vergilerin toplanmasından ordunun ihtiyaçlarının karşılanmasına, hâkimiyetlerindeki bölgelerde güvenliğin sağlanmasından bu bölgede yaşayanları İstanbul'a karşı temsile kadar birbirinden çok farklı roller üstlenen âyânların yükselişinde Rus-Habsburg koalisyonuna karşı verilen savaşlar dönüm noktası olmuştur.
yeniçerilerin nizamı cedid karşıtlığı
Nizâm-ı Cedîd öncesinde Balkanlar'da malikânelere hükmeden Yeniçeriler/Yamaklar, aslında bu sırada Osmanlı malî sisteminin esas kazananlarıydı ve bu durum yeni nizâmi onlar için kabullenilemez hale getirmekteydi. Nitekim III. Selim'in mahlül tımarları ve mukataaları İrâd-ı Cedîd Hazinesi aracılığıyla iltizama vermeye başlaması, Yeniçerilerin mültezimlik haklarını kaybetmesi anlamına geliyordu. Pazvandoğlu Osman Paşa'ya sığınan Belgrad Kalesi Yamaklarının başına gelen işte tam da buydu.
Reklam
Osman Berdisi ve Mehmed Elfi Bey'in iki ay arayla ölmeleri, 1807 başında Mehmed Ali Paşa'nın bölgedeki gücünü tahkim etmesine olanak verdi.
Sayfa 108Kitabı okudu
Farklı bir perspektiften bakıldığında merkezi otoriteyi güçlendirme çabası ve saltanatı süresince hayata geçirdiği projeler II. Abdülhamid rejimi ile Nizâm-ı Cedîd ve Tanzimât devirleri arasında ilişki kurulmasına da olanak sağlar. Telgraf hatlarının İmparatorluğu birbirine bağlayacak şekilde genişletilmesi ve demiryollarının uzatılması, deniz
1840-1871 arasındaki dönemde, devlet Ekānim-i selâse (Üç İkon) veya Erkân-ı selâse-i Tanzimât (Tanzimât'ın Üç Rüknü/ Dayanağı) olarak da adlandırılan Mustafa Reşid, Âlî ve Fuad Paşalar tarafından adeta nöbetleşe yönetildi.
Sayfa 213Kitabı okudu
Gülhâne Hatt-ı Hümâyunu'nun Müslümanlarla gayrimüslimleri hukuk nazarında eşit kıldığı yönündeki kanıksanmış hükmün de sorgulanması gerektiğini belirtelim. Bu yaygın görüşün aksine, Gülhâne Hattı ile Müslüman ve gayrimüslimler hukuk/kanun nazarında eşit kılınmamışlardır. Sadece etnik ve dini ayrım gözetilmeksizin temel insan hakları devletin teminatı altına alınmıştır. Zira söz konusu fermanla şer'i esaslar çerçevesinde sınırları belirlenmiş olan ‘zimmet hukuku’ rafa kaldırılmadığı gibi cizye ve haraç alınmasını, Müslümanların din değiştirmesi halinde katlini/ sürgününü, gayrimüslimlerin mahkemelerde şahitliklerinin kabul edilmemesini ve mülki-askeri alanın bu kesime kapalılığını düzenleyen hükümlerde herhangi bir değişiklik yapılmamıştı. Bu hususlar, daha sonra Islâhat Fermanı'nın ilanı konusunda baskı yapan Avrupa devletlerinin en önemli müdahale gerekçelerini oluşturacaktır."
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
DIŞ POLİTİKADA EKSEN KAYMASI: OSMANLI-RUSYA YAKINLAŞMASI
1869'da Fuad Paşa'nın ve 1871'de Âlî Paşa'nın vefatları Bâbıâli'nin bürokratik vesayetinin sarsılmasının ve Saray'ın siyaset denkleminde yeniden belirleyici konuma gelmesinin başlangıcı oldu. 1871-75 yılları arasında sadaretin sekiz kez el değiştirmesi, bu sancılı sürecin, siyasi tasfiyenin ve denge arayışının yansımalarıydı. Bu dönemde Batı yanlısı liberal siyasi kadroların devre dışı kalmasıyla, eş zamanlı olarak Rusya'nın dış politikada alternatif olarak öne çıkması tesadüf değildi. 8 Eylül 1871'de sadarete atanan Mahmud Nedim Paşa'nın 'tenkihât' adı altında liberal reformcu kadroları acımasızca tasfiyesi ve siyaset denkleminde dengeyi Saray lehine kurması, Sultan Abdülaziz'in güçlü bir siyasi figür olarak öne çıkmasını sağladı.
Sayfa 233Kitabı okudu
Şark Meselesi (Question d'Orient, Doğu Sorunu) zamana, mekâna, devletlere veya araştırmacılara göre tanımı ve kapsamı değişen siyasi ve aynı zamanda izafi bir terimdir. Geniş anlamda bu terim, büyük devletlerin Ortaçağda din kavgası, Yeniçağda genişleme ve sömürgecilik rekabeti, Sanayi İnkılâbı’ndan sonra ise hammadde temini, enerji havzalarının kontrolü ve pazar kapma mücadelesi şeklinde tanımlanabilir. Daha spesifik anlamda ise XIX. yüzyılda Doğu medeniyetinin temsilcisi Osmanlı İmparatorluğu'nun güç kaybına paralel olarak hükmettiği geniş coğrafya üzerinde Düvel-i Muazzama’nın rekabeti ve topraklarını paylaşma mücadelesidir. Şark Meselesi'nin yol açtığı bu rekabet, tarafları sürekli değişen savaşlar ve ittifaklar, siyasi bloklar, dış baskı ve müdahaleler, uluslararası konferanslar ve kongrelerin temel motivasyonu ve ana gündem maddesi olmuştur.
Sayfa 272Kitabı okudu
siyasi muhalefet: meslekçiler ve yeni osmanlılar
Osmanlı İmparatorluğu'nda kamuoyu anlamındaki efkâr-ı umûmî terimi 1860'lar da kullanılmaya başlandı. Tanzimât döneminde açılan yeni eğitim kurumlarından mezun olanlar, tahsil için yurtdışına gönderilenler, yabancı dil bilen memur ve bürokratlar toplumda dış dünyayı bilen, siyasi gelişmelere duyarlı, bilinçli ve aynı zamanda muhalif bir kesim yarattı. Siyasi, idari ve hukuki dönüşümü sağlayacak reformların aksatılmaması ve süratle anayasal-parlamenter bir sisteme geçilmesi, muhalif aydınların temel talepleriydi. 'meşrûtiyet' ve 'meşveret' yanında, 'hürriyet', 'hamiyyet' ve 'medeniyyet' kavramlarını öne çıkaran muhaliflere göre Tanzimât ve Islâhât fermanlarında hukukun üstünlüğüne yapılan vurguya rağmen, sergilenen kötü ve baskıcı yönetimden Bâbıâli, yani hükümet sorumluydu. Bu nedenle Fuad Paşa ve Âlî Paşa'yı kıyasıya eleştiren muhaliflerde, Meslekçiler hariç keskin bir saltanat ve padişah karşıtlığı gözlenmez.
Sayfa 217Kitabı okudu
Tanzimât reformları, planlı-programlı olmaktan ziyade pratik ihtiyaçların karşılanmasına yönelikti. Tanzimâtçıların sıkıntısı, reformları özümseyip hayata geçirecek nitelikli kadrolardan, sağlam bir mali yapı ve reformlar için gerekli makul süreden mahrum olmalarıydı.
Sayfa 172Kitabı okudu
32 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.