Büyükler anlayarak, idrak ederek sürdürür yaşamını... Acıyı, kederi bir mantığa oturtabilirler ama çocuklar özlemi ya da acıyı bir mantığa oturturamazlar, sadece hissederler. Bu da daha çok acıtır.
'' Bir bilen der ki:
Aşıklar gece ve gündüz gibidir...
Gece geldiğinde gündüz, gündüz geldiğinde ise gece gider.
Bir türlü kavuşamazlar!
Karanlık ve aydınlık...
Arada bir sabah göğünün alaca kızıllığında, arada bir akşam göğünün turkuazında kavuşur gibi olurlar...
Bu kez de kızıllığı aydınlık sabah, turkuazı gece basar...! ''
Fatma Nur Çeboğlu'nun ilk kitabı aslında bir üçlemenin de ilk kitabı. Yeni yazarların acaba başarabilecek miyim? merak ve korkusu içerisinde yazarken bu yetmezmiş gibi bir de bu yazarın üçleme yazabilmesi... bu da yetmezmiş gibi bir de fantastik bir üçleme yazmış olması.. büyük cesaret.
Ancak edebiyatın düzlükleri, tepeleri, koyları,
Fatma Nur Çeboğlu'nun Golconda üçlemesini bitirdim.
Kitabın üçüncü ve son kitabı, yazarın da söylediği üzere, üçlemenin en aksiyon dolu, ilk iki kitaba göre çok daha iyi yazılmış, yeni karakterler tanıtmasına ve ağırlığı özellikle ilk yarıda bu yeni karakterlere vermesine rağmen enerjisini kaybetmeyen bir çalışma. İlk iki kitapla alakalı
Dram gerçekten sevmiyorum ama o dramın içinde bir parça da olsa umut ve yürekten gelen bağlılık hissi kalbe dokunur şekilde işlenmişse, o dramı seviyorum.
Benim dram anlayışım bu! Ve bu hikaye dram ve romantizm anlayışıma uyuyor.
.
Hikaye çok iyiydi ve beni eskilere götürdü, çocukluğumu hatırladım. Kimsenin doğuştan kötü olmadığını hatırladım... Gerçekten böyle bir proje olsa ne güzel olurdu dedim.
.
Su gibi akıp gitti hikaye. Ama ikinci kitapta biraz aksiyon bekliyorum. Ve o geçmişle geleceğin arasındaki geçişler çok iyiydi. Hiç kafam karışmadı veya bunalmadim. Travmatik olaylar çok dokundurucu şekilde anlatilmisti. Yazarı bilmesem psikoloji okudu sanırdım.
.
Uzun lafın kısası çok çok beğendim
Okuyun!