Ferhat Aslan

Ferhat Aslanİstanbul'un 100 Efsanesi yazarı
Yazar
6.6/10
8 Kişi
31
Okunma
4
Beğeni
3.141
Görüntülenme

Hakkında

İlk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra 1994’te İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde lisans eğitimine başladı. 1998 yılında mezun oldu. Aynı yıl Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı Zeytinburnu Çiftlik İlköğretim Okulu’nda Türkçe öğretmeni olarak görev yaptı. Yine 1998’de İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Türk Halk Edebiyatı Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başladı. 1999 yılında İstanbul Üniversitesi’ne, Türkçe Öğretim Görevlisi olarak atandı. 2001’de vatani görevini “Diyarbakır Mehmetçik Dershanesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni” olarak yaptı. 2002 yılında Prof. Dr. Şeyma Güngör danışmanlığında hazırladığı “Kars Yöresi Âşıklarında Usta-Çırak İlişkileri” adlı teziyle yüksek lisans eğitimini başarıyla tamamladı. 2000–2005 yılları arasında İstanbul Üniversitesi, Dil Merkezi’nde Rusya, Rostov Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü öğrencilerine “Türkçe Öğretimi, Türk Kültürü ve İstanbul’un Kültürel Hayatı” ile ilgili dersler verdi. 2001–2005 yılları arasında MEB, TİKA ve İstanbul Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği Türkçe Öğretimi, Türk Kültürünü ve Türk Milli Eğitim Sistemini Tanıtma Seminerleri’nde Türkçe Öğretimi ve Türk Dünyasının Ortak Motifleri üzerine seminerler verdi. 2006 yılından itibaren İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Türk Halk Edebiyatı Anabilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı. 2006 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları, İSMEK’te Diksiyon, Etkili İletişim ve Beden Dili üzerine seminerler verdi. 03 Aralık 2009’da savunmasını yaptığı “Ayasofya Efsaneleri Tespit-İnceleme” adlı doktora tez çalışması oy birliğiyle kabul edildi ve “Halk Edebiyatı Doktoru (Ph. D.)” unvanını aldı.
Unvan:
Akademisyen, Yazar
Doğum:
İstanbul, 9 Şubat 1977

Okurlar

4 okur beğendi.
31 okur okudu.
3 okur okuyor.
42 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Masalın eski Türkçe karşılığı "ötkünç"tür. Uygur sözlüğünde "öd" nasihat anlamındadır. Öd vermek, nasihat vermek, ötkünç de, nasihat verici yahut kıssalı söz, hikâye anlamına gelmektedir.
Rivayet odur ki, Kaf Dağı, İstanbul'un yedi tepesinden birinin ardındadır. Zümrüd-ü Anka, martı suretinde İstanbul semasında göğü arşınlamaktadır. Simyacının arayıp da bulamadığı hazine İstanbul'dadır. İstanbul, Mehlika Sultan'ın yaşadığı yedi kapılı şehirdir. "Az gittik uz gittik" ile başlayan yollar, İstanbul'da son bulur. "Onlar ermiş muradına" ile son bulan cümlelerin nihayetinde çıkılan "kerevet" İstanbul"dadır..
Reklam
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
282 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Osmanli Istanbul'unun bin odali saraylarinda,ihtisamli konaklarinda,bence perili kosklerinde dolandırıyor bu kitap. Sehzadelerle, agalarla, hanim sultanlarla sohbet ettiriyor üstelik. İstanbul'un 100 Masalı,köşkü,romanı,mimarsinan eseri... diye çok değerli başlıklarla oluşturulan proje kapsamındakı bu eserler bence koleksiyon değerinde.
İstanbul'un 100 Masalı
İstanbul'un 100 MasalıFerhat Aslan · İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları · 20144 okunma
640 syf.
4/10 puan verdi
·
50 günde okudu
Kitabın böyük bir hissəsi Naki Tezelin illərlə gəzib topladığı nağılların, atalar sözlərinin, yanıltmacların qaynaqlarından, kateqoriyalarından, növlərindən, elmi araşdırmalarından ibarətdir. Bunlar bitəndən sonra sonda toplanmış nağıllardan 72 dənəsi kitaba daxil edilib. Mən başdan biraz vərəqləyib keçdim nağıllar olan hissəyə. Nağılların içərisində olan bir çox hadisə uşaq vaxtı oxuduğum xalq nağıllarımızı xatırlatdı mənə :)
Naki Tezel'in İstanbul'dan Derlediği Masallar
Naki Tezel'in İstanbul'dan Derlediği MasallarFerhat Aslan · Bilge Kültür Sanat Yayıncılık · 20132 okunma
119 syf.
·
Puan vermedi
Halk efsaneleri, şehrin tılsımları anlatan kitaptır. Gravür tarzı resimlerle süslenmiştir. Yazarın bu kadar ısrarla İstanbul demesine anlam veremiyorum. Anlattığı dönemlerde "İstanbul" ad olarak diye bir şey yoktu. Konstantinopolis ya da Konstantiniyye demesinden böyle bir tırsma anlamsız. [29 Ekim 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra bile, Cumhuriyet’in neredeyse ilk 7 yılı boyunca Konstantiniyye ve yurtdışında Batılılar tarafından Konstantinopolis adları kullanılmaya devam edildi. Ancak, 28 Mart 1930 yılında Türk Posta Hizmet Kanunu ile kentin adı resmen değiştirilerek İstanbul adını almıştır. Konstantinopolis (ve Konstantiniyye) adı ise tamamen yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca Türk makamları yabancılardan kendi dillerinde kentin tek adı olarak resmen İstanbul adını kullanılmasını talep etmiştir ve uygulamaya koymuştur. Cumhuriyet dönemiyle birlikte İstanbul kentin resmi ve uluslararası adı ilan edildikten sonra "Konstantinopolis" adının mektuplarda veya diğer yazışmalarda ve uluslararası alanlarda kullanılması yasaklandı. Örneğin yurtdışından İstanbul'a gönderilen mektuplarda adres olarak "Konstantinopolis" (yanında İstanbul yazsa bile) yazıldıysa bu mektuplar geri gönderilmeye başlandı.]
Tılsımlı Şehir İstanbul
Tılsımlı Şehir İstanbulFerhat Aslan · İBB Kültür A. Ş. Yayınları · 20083 okunma
Resim