“kendinden kaçmalısın” der aklının bir yanı
anlar ki caymalı iki büklüm bakmaktan
anlar da
tükenen soluğu nasıl kandırıp kaçmalı
hiç bahane bulmadan
ve nasıl
nasıl saklanmalı bu yaşamdan
bir el uzandı yine de yalnızlığın öte yanından
alabildiğine sıcak
alabildiğine candan
“gün gelir uzaklar da yakın olur” dedi rüzgar
(yalpaladı yalnızlıklar)
alışılmadık bir ışık yayıldı martı çığlıklarından
terk edilmiş şehirler / çiseleyen yağmur
ve gece kadar yalnızsın
tenin ilaç kokulu hastane masası
sırtında acı
yüreğinde sorgular
sabahı duymaya hasret bir yanın
diğeri kızgın / hatta kırgın
(biliyorum yaralısın)