Usta Hanbenneke ekonomik durumla ilgili yazısını Fransız Komünist “Andre Gid'in Sovyetler Birliği'nde uygulanan komünizm hakkındaki şu sözleriyle kapatıyor.
Yüksek düzeydeki görevlilerden ayrılıp da işçilerin arasına karıştığımda, her gece gösterişli yemek davetlerinde oturup, masanın çeşit çeşit hoş ve iştah kabartıcı yiyeceklerle dolu olduğunu görürken onların (işçilerin) çoğunun yoksulluğun en kötü düzeyinde yaşadıklarını gördüm.” Kapitalizmin Rusya'dan gidişi bu ülkenin çalışanlarına bir iyilik veya çıkar getirmedi. Aradıklar hürriyeti de bulamadılar. O halde Sovyetler Birliği dışındaki emekçi kesim bu gerçeği çok iyi anlasın.
Eğitimin zayıflığı ve yetersizliği, dindarlığın ve günahlardan sakınma seviyesinin de düşmesi demektir.
Eğitimin zayıflığı, dindarlığın zayıflamasına yol açar. Dindarlığın ve titizliğin zayıflaması ise günahları küçük görmeyi, ruhsatlarla idare etmeyi, nefsin arzularına tolerans tanımayı getirir. Bu yaklaşımlar neticede bir takım sloganlar, çeşitli bahaneler ve gerekçeler ileri sürerek yıkıcı büyük günahlar işlemeye sürükler. Oysa bu bahanelerin hepsi gerçekte şeytanın hilelerinden başka bir şey değildir. Bu durum Enes b. Malik (r.a)'ın işaret ettiği durumun aynısıdır. O diyor ki: “Sizler bugün öyle şeyler yapıyorsunuz ki gözünüzde çöp kadar görünmüyor. Oysa biz Hz. Peygamber zamanında bunları yıkıcı günahlar sayardık"
İslamiyete mensup olmanın ve bu dine bağlanmanın ilk şartı,müslüman kimsenin inancının sağlam ve doğru olması,yüce Allah'ın kitabı ve peygamberinin sünnetine uygun olmasıdır.