Pek çok Batılı ressam Doğu kadınını sadece harem ve hamam sahneleri içinde, erotik çağrışımlar içeren hallerde resmetmiştir ki bunlardan en ünlüleri Fransız oryantalist resim ekolüne ait ondokuzuncu yüzyıl ressamları Gerome ve Delacroix'ya aittirler. Bu ressamların çizdikleri Batının Doğuyu tanımlamakta ve onu bilmekte kullandığı oryantalist
Onaltıncı yüzyılda kahve, Doğu şehirlerinde ticaret yapan Italyan ve Venedikli tüccarların sayesinde ilk önce Italya'ya gelmiştir. Kahveyi Avrupa'ya tanıtan ilk kahvehane Italyada 1645 yılında açılmıştır. İlerleyen yıllarda Osmanlı aracılığıyla da Avrupa ülkelerine yayılan kahve, seyyahların seyahatnamelerinde Doğunun içeceği diye tanıtılmıştır.
Lady Montagu seyahatnamesini oluşturan mektuplarında, o zamana kadar Avrupada kalıplaşmış çarpık Türk ve Doğu kadını imajını düzeltmek için de uğraşmıştır. Anlattıkları ve gözlemleriyle, özellikle Türklerin batıya olan ilerlemeleri ve İstanbul'un fethiyle doruk noktasına ulaşan Batıdaki barbar Türk imajını sorgulamıştır. Örneğin, Türklerin hizmetlerinde çalışanlara gösterdikleri nazik tutum üzerinden Avrupa'daki 'barbar' Türk imgesini eleştirmiştir:
Biliyorum şimdi siz benden kölelerin durumuyla ilgili olumsuz şeyler söylememi bekleyeceksiniz ve bu konuda benden önceki Hıristiyanların yapmış olduğu gibi korkunç ifadeler kullanmayacağımdan ötürü de, beni yarı Türk de sanabilirsiniz. Fakat Türklerin hizmetleri altındakilere gösterdikleri insanlıklarını alkışlamadan edemeyeceğim; kölelere asla kötü muamele edilmiyor ve benim fikrime göre buradaki kölelik bütün dünyadaki hizmetçilik kavramından daha kötü değil. Doğru, maaş almıyorlar ama Türkler onlara her yıl bizim hizmetkârlarımıza ödediğimiz ücretten daha fazlası değerin de elbiseler veriyorlar.
Doğu hakkında kadınların yazdığı seyahatname geleneğinin başlatıcısı onsekizinci yüzyılda elçi olan kocasıyla beraber İstanbul'a gelen Lady Montagu'dür. Turkish Letters, (Türk Mektupları) adındaki meşhur seyahatnamesi Lady Montagu'nun Istanbul'da geçirdiği iki yılın gözlemlerinin eseridir ve o, bu eserinde Türk yaşantısına, geleneklerine
Avrupalıların Doğudan Batıya getirdikleri en önemli bilimsel gelişme, ileride Batının bilimsel gelişiminin de temellerini atacak olan Arap sayı sistemidir. Arap sayı sistemi bugünkü Latin rakamlarıyla karşılaştırılacak olursa-Arap rakamlarıyla olan şekilsel benzerlikleri gözden kaçmayacaktır-Batıda, Ortaçağ'da kullanılan parmak sayma yöntemine
Rönesans ressamı Holbein'in Türk Anadolu halılarını resmettiği tabloları o kadar meşhur olmuştur ki resim lügatinde 'Holbein halları' diye bir terim türemiştir. Hatta Rönesans resim ekolünde süsleme amaçlı kullanılan Anadolu halı motifleri -Holbein halıları adı altında-şekillerine göre sınıflandırılmışlardir: Küçük motifler, büyük motifler, lotto
İstanbul'da üç yıl süreyle kalan İngiliz asıllı Kolonel Charles White 1845 yılında yayınlanan Three Years in Constantinople (İstanbul'da üç yıl) adlı seyahatnamesinde, Osmanlı da çokeşlilik konusuna değinir:
Çok az ailede bir adamın birden fazla resmi nikâhlı eşi var. Çok az diyorum çünkü başkentte çokeşliliğin yüzde beş oranına bile
Julia Pardoe, Küçüksu'daki pikniklerini anlattığı bölümün devamında orada karşılaştığı Türk kadınlarından gördüğü misafirperverlikten de bahsetmeyi ihmal etmez." Onların cana yakın davranışlarından o kadar hoşnut kalır ki, Osmanlıda yaşayan Batılı hemcinslerinin Türk kadınlarıyla yakın ilişkiler kurmadıklarını, aslında insani ilişkiler