François Jacob

François JacobCanlının Mantığı yazarı
Yazar
10.0/10
1 Kişi
5
Okunma
0
Beğeni
822
Görüntülenme

François Jacob Sözleri ve Alıntıları

François Jacob sözleri ve alıntılarını, François Jacob kitap alıntılarını, François Jacob en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
George C. Willams'ın on beş yıl önce işaret ettiği gibi, uyum sağlama, ancak zorunlu kalındığında kullanılması gereken pahalı bir kavramdır.
Tanrı tarafından yaratılmış bir evrende dünya ve üzerinde eyleşenler ister istenez olmak zorunda oldukları gibiydiler. Doğa sanki ahlak üzerine kaplanmış gibiydi.
Reklam
Bugün çevremizde gördüğümüz haliyle yaşayan alem, pek çok mümkünlerin arasından yalnızca bir tanesidir.
Bakterinin öylesine büyük ustalıkla işleyişi, atalarının tam iki milyar yıl, kazanılan her başarının reçetesini büyük bir titizlikle bir köşeye yazarak söz konusu kimya üzerinde çalışmış olmasındandır.
Sayfa 300Kitabı okudu
Uzmanlığı ne olursa olsun, ister canlı varlıklarla, ister hücrelerle, ister moleküllerle ilgilensin, çözümlemesinin sonunda elde ettiklerini yorumlamak için evrime başvurmayan biyolog yoktur bugün.
Evrim, gerek bugün, gerek dün, hayvanlarla bitkilerin yaşadıkları ortama uyumlarını düzeltmeye, iyileştirmeye çalışır. Doğal ayıklama, ayrımsal çoğalmayla iş görür.
Sayfa 180Kitabı okudu
Reklam
Evrim "hiçbir zaman apansız sıçramalar yapmaz", "küçük adımlar"la ilerler. Böylece varlıkların sürekliliğinin yerini, soyağacının ağır, direngen, karşıkonulamaz sürekliliği alır.
Sayfa 174Kitabı okudu
Mendel'in yapıtının 30 yılı aşkın bir süre bilinmeden kalışının nedeni, uğraşı biyoloji olanların da, hayvan yetiştiricilerinin de, bahçıvanların da henüz onun tutumunu benimsemeye hazır olmayışıydı. "Tanrı'yı arayanlar, sonunda bulur" derdi Pascal. Ancak, hiçbir zaman aradığımız tanrıyı bulamayız.
Ortaya çıkan her canlı varlık çoğalma sınavına sokulduğundan, ayıklama sonradan olur. Şu ünlü "yaşam kavgası" aslında yerine bir döl bırakma yarışını simgeler. Sonu olmayan bir yarıştır bu, çünkü her kuşakta yeniden başlar. Bu sonsuz yarışta tek bir ölçüt vardır, doğurganlık. Varlık toplulukları ile yaşadıkları ortam arasındaki ince oyunda en doğurgan olanlar kendiliğinden kazanır.
Diderot, D'Alembert'le Söyleşi
Görüyor musunuz şu yumurtayı? Yeryüzündeki bütün tanrıbilim okulları ve tapınaklar bununla yıkılır.
Reklam
Üreme, çoğalma sözcüğü ve kavramı, canlı varlıkların oluşumunu göstermek üzere, 17.yüzyıl sonlarına doğru ortaya çıkıyor. Ondan önce, varlıklar üremiyorlar. Dünyaya getiriliyorlar. Oluşum, hep, şu ya da bu aşamasında kutsal güçlerin işe karışmasını gerektiren bir yaratılışın sonucudur. 17.yüzyıla dek, bir varlığın oluşması doğrudan doğruya bir Yaratan'ın istencine bağlıdır. Geçmişte kökleri yoktur.
Bugün yeryüzünde bakteri varsa, bu, zaman içerisinde, belki daha yalın başka bakterilerin, hiç ara vermeksizin, umutsuzca üremeye çalışmış olmasındandır. Yineleme makinası şaşmaz olmadığına göre, dizgeyi değiştirebilecek, iyileştirebilecek ya da bozabilecek bir sürü fırsat çıkar. Evrim beklenmedik kazalara, ender olaylara, yanlışlara dayanır. Kıpırtısız bir dizgeyi ortadan kaldıracak şey, canlı dizgede bir yenilik ve karmaşıklık kaynağı olabilir. Burada kaza yenileşmeye, yanılgı başarıya dönüşebilir.
Sayfa 300Kitabı okudu
Niels Bohr biyolojide, bulunacak yeni doğal yasaların kaynağını görür. Biyolojinin, özellikle de kalıtım alanında büyük yenilenme ve coşku saatlari yaşayacağını önceden haber veren Scrödinger de öyle. Nicel biyolojinin babalarından birinin kendi kendine: "Canlı nedir" sorusunu yönelttiğini işitmek ve kalıtımı molekül yapısı, atomlararası bağ, ısıl devinimsel kararlılık gibi terimlerle betimlemek kimi genç doğabilimcilerin coşkusunu biyolojiye yöneltmeye ve ona bir tür yasallık kazandırmaya yeter.
Sayfa 265Kitabı okudu
Yeryüzünde, son iki üç milyar yıldır yaşamış varlık dizisi içinde yer almayan, ne denli sıradan, ne denli yalın olursa olsun, tek bir canlı varlık yoktur. Değişken biçimlerin oluşturduğu zincirin bir halkası olmayan tek bir hayvan, tek bir bitki, tek bir mikrop yoktur yeryüzünde.
Sayfa 139Kitabı okudu
Doğabilimin (fiziğin) 17. ve 18.yüzyılda belirleyici bir yer tutması, yalnız evrene getirdiği köklü kılık değişiminden ötürü değildir. Gözleme, deneye ve akıl yürütmeye yeni işlevler yüklemesinden de. Bu aynı zamanda, doğayı inceleyen bilimler arasında, matematik diliyle anlatılabilen tek bilim oluşundadır. Doğabilim, Tanrı'nın gökten indirdiği dilin yerine, mantığın dilini geçirir. Karanlığın, ikianlamlılığın, kutsal metinlerin sonu gelmez yorumlarının yerine açıklığı, tekanlamlılığı, hesabın tutarlılığını geçirir. Doğabilim, Galileo'dan Newton'a, düşüncenin dünyaya bir düzen verme çabalarını doğrular.