Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Friedrich Kress von Kressenstein

Friedrich Kress von KressensteinSon Haçlı Seferi - Kuma Gömülen İmparatorluk yazarı
Yazar
7.0/10
1 Kişi
3
Okunma
1
Beğeni
1.155
Görüntülenme

Hakkında

Friedrich Siegmund Georg Freiherr Kreß von Kressenstein (24 Nisan 1870 - 16 Ekim 1948), I. Dünya Savaşı sırasında Alman İmparatorluğu ordusunda görevli general. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Ordusu'nda yardımcı Alman subay grubunun bir üyesiydi. I. Dünya Savaşı başlamadan Türkiye'ye geldi. Türkiye'de Otto Liman von Sanders'in askeri misyonunun bir parçası oldu. Nürnberg'li soylu bir aileden geliyordu. Babası Georg Kress von Kressenstein (1840-1911) yüksek mahkeme hakimi idi. 1888 yılında topçu Sancağı olarak Bavyera ordusuna katıldı. I. Dünya Savaşı esnasında Kasım 1914 - Aralık 1917 tarihleri arasında Osmanlı Ordusuna bağlı Filistin cephesindeki 8. Ordu'da görev yaptı. Filistin'de Cemal Paşa'nın ordusuna katıldı. Birinci ve İkinci Kanal Harekâtı'nı fiilen yönetti. Birinci Gazze Muharebesi'nde (Mart 1917) Alman binbaşı Tiller Bey ile birlikte Osmanlı savunmasının başındaydı. Bu muharebede İngilizler büyük ölçüde kendi hataları yüzünden yenilgiye uğratıldı. Nisan 1917'deki İkinci Gazze Muharebesi'nde İngilizler yine yenildi. Üçüncü Gazze Muharebesi'nde de Osmanlı Ordusu'na komuta ederek İngilizlere karşı savaştı. Gazze Savunmaları'nda gösterdiği başarılar nedeniyle Prusya'nın en yüksek madalyası olan Pour le Mérite verildi. Haziran 1918 tarihinde, Osmanlı-Alman ittifakının parçalanması ile, bağımsızlığından sonra Almanya tarafından korunan Gürcistan'a küçük bir Alman kuvveti ile gönderildi. Abhazya'nın Kızıl Ordu tarafından işgalini önlemek için yardımcı oldu. Aralık 1918'de Gürcistan'ı terk etmek zorunda kaldı. 1929'da Alman Ordusu'ndan emekli oldu. Daha sonraki yıllarda, Bavyera Savaşı ve Ulusal Arşivler ve İngiliz Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü için bir otobiyografik makale yazdı. 1948'de Münih'te öldü. kaynak: vikipedia
Unvan:
Alman General
Doğum:
Nürnberg, Alman İmparatorluğu, 24 Nisan 1870
Ölüm:
Münih, Batı Almanya, 16 Ekim 1948

Okurlar

1 okur beğendi.
3 okur okudu.
2 okur okuyor.
11 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Birinci Gazze Muharebesi
27 Mart günü öğleden sonra Gazze’ye geldiğim zaman şehrin üzerinde yalnız düşmanın hafif topçu ateşi vardı. Binbaşı Tiller’i cesurca mukavemetinden dolayı tebrik edip kendisinden olanlar hakkında tafsilatlı rapor aldıktan sonra İngilizlere karşı mukabil bu taarruza geçip geçmemek gibi zor bir karar karşısında bulunuyordum. Her türlü taarruzdan bizi kayıtsız ve şartsız men eden Cemal’in bir telgrafı beni bu hususta bir karar almaktan kurtarmış bulunuyordu. Paşa, birkaç gün sonra muharebe meydanını teftiş etmek ve kıtalara cesurane müdafaalarından dolayı teşekkür etmek için cepheye geldiği vakit beni, işlerime yapmış olduğu yeni müdahalesinden dolayı canım sıkılmış bir halde görünce bana şöyle demişti: “Sevgili dostum, emriniz altında bulunan kıtaların Alman değil, talim ve terbiyesi henüz o derece ilerlememiş olan Türk kıtaları olan olduğunu unutmamalısınız. Müdafaada Türk piyadesinden her şeyi talep edebilirsiniz; fakat taarruzda o, cesur olmakla beraber bu hususta gerekli olan talim ve terbiyeyi görmemiştir. Taarruz hakkındaki Alman düşünceleriniz güzel ve iyidir amma sizinkiler gibi subay ve astsubaylar olursa! Fakat burada siz, Türklerle çalışmak mecburiyetinde olduğunuzdan bu husustaki bilgilerinizi değiştirmek mecburiyetindesiniz.” Cemal, şüphesiz bu sözlerinde haklıydı. Fakat bilgiyi değiştirmek kolay bir iş değildi! Evet, o bilgi ki hemen yirmi sekiz senelik hizmet müddeti içinde her gün işletilmiş ve talimlerle kökleştirilmişti.
Sayfa 275 - Yeditepe Yayınevi; 1. Baskı: Kasım 2007, İstanbulKitabı okudu
Çölün Tahliyesi
Kuyunun karşısında çölün bu civarında yaşamakta olan bir Bedevî kabilesinin şeyhine rast gelmiştim. Alışılmış olan selâm merasiminden sonra tercümanla şeyhe sordum: “Motorlu tulumbalarımızı söküp kaldırdıktan sonra bu güzel, suyu bol kuyu ile ne yapacaksın?” Aşağıdaki cevabı aldığım zaman hayret içerisinde kalmıştım: “Onu derhal kapatacağım; eğer böyle yapmazsam komşum olan kabile bundan istifade etmeye kalkacak bu da aramızda ebedî bir niza ve harp vesilesi olacak”.
Sayfa 233 - Yeditepe Yayınevi; 1. Baskı: Kasım 2007, İstanbulKitabı okudu
Reklam
1914 Ağustosu’nda İstanbul
Kendisine başkomutan vekili olarak Osmanlı Devleti’nin bütün harp kuvvetlerinin sınırsız emir ve komutası verildiği zaman, Tuğgeneral Enver 33 yaşında bulunuyordu. O, basit bir aileden yetişmişti. Pek genç subay olarak Makedonya’daki çete harplerine katılmış, genç yaşlarında Selanik’te daha o vakit gizli bir ihtilâl komitesi olan İttihat ve Terakki’nin gayretli bir üyesi olmuştu. Radikalizmi, mahareti ve ataklığı dolayısıyla pek az sonra onun partide bir başrol oynadığı anlaşılmaktadır. 1909 irtica vakasının (31 Mart Vakası, Ç.N.) bastırılmasından sonra, iyi Almanca konuşan Enver, Berlin Türk Sefareti’ne ateşemiliter olarak tayin edilmişti. Berlin meclislerinde çok fazla şımartılan Enver’i ben o vakit zarif, kıyafeti iyi, mütevazı ve pek mahcup bir subay olarak tanımıştım.
Sayfa 10 - Yeditepe Yayınevi; 1. Baskı: Kasım 2007, İstanbulKitabı okudu
Von Kress’e göre, “Türk idarecileri uzun müddetten beri Şerif’e güvenmenin doğru olmadığını biliyorlardı. Bundan dolayı Cemal Paşa genel valilik makamını işgal ettikten sonra Şerif’le iyi münasebetler sürdürmek ve ara bozabilecek her türlü bahane ve vesileden kaçınmak için son derece gayret sarf etmişti.” Von Kress, 1916 ilkbaharında isyanın ayak seslerinin işitildiğini söyler ve bu koşullarda dahi Cemal’in tutumunu değiştirmemesine hayret eder; “Cemal daha o zaman bir felaketin kopmak üzere olduğunu iddia ediyordu. Fakat buna rağmen Şerif’in ricasını kabul ederek kendisine büyük miktarda para göndermesi anlaşılmaz bir durumdur.”
Süveyş Kanalı’na Hücum Hazırlığı
Diğer önemli bir zorluk da, bizim dilimizdeki kısa ve kesin emir tarzımızın doğuluya bir kamçı tesiri yapması ve onlar tarafından bu lisan tarzının kaba bir nezaketsizlik ve hakaret olarak algılanması olmuştu. Bundan dolayı mütercim, biz Almanlar tarafından kaleme alınmış emir ve yazıları kelime kelime çevirmekten kaçınarak, doğulu mantalitesine uygun bir şekle sokmak mecburiyetinde kalmıştır. General Von Falkenhayn, Filistin cephesinin komutanlığını üstlendiği zaman bu meseleyi hiç ciddiye almamış ve emirlerini, Berlin Şark Dilleri Öğretmen Okullarında Türk dilini öğrenmiş olan Almanlara tercüme ettirmiş olmasından dolayı, Almanya’daki şöhretini kendi komutası altında bulunan Türk birliklerinde koruyamamıştı.
Sayfa 69 - Yeditepe Yayınevi; 1. Baskı: Kasım 2007, İstanbulKitabı okudu
Araplar
I.Dünya Savaşı'nda, 3. Gazze muharebesinde Osmanlı birliklerini komuta eden von Kressenstein Paşa, buradaki mağlubiyetin nedenleri arasına Arap askerleri de eklemiş: 'Birüssebi, özellikle güçlü konumuna rağmen birkaç saat içerisinde düştü. Bir Arap alayı neredeyse hiç savaşmadan yerlerini terk ederek mevzilerini düşmana bıraktı. Birkaç hafta önce, tamamen yetersiz eğitimleri, özellikle kötü subayları ve siyasi güvenilmezlikleri nedeniyle Arap alaylarının dağıtılmasını ve diğer tümenlerden askerlerle doldurulmasına izin verilmesini acilen talep etmiştim.' Von Kressenstein'in bu talebi, Türk kurmayları tarafından uygun bulunmamış. Alıntı, Kress von Kressenstein’in Alman Genelkurmayı karargahı için kaleme aldığı 2 Aralık 1917 tarihli raporundan...
Friedrich Kress von Kressenstein
Friedrich Kress von Kressenstein
Son Haçlı Seferi - Kuma Gömülen İmparatorluk
Son Haçlı Seferi - Kuma Gömülen İmparatorluk

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok