Fritjof Capra

Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası yazarı
Yazar
8.1/10
33 Kişi
107
Okunma
24
Beğeni
2.748
Görüntülenme

Fritjof Capra Gönderileri

Fritjof Capra kitaplarını, Fritjof Capra sözleri ve alıntılarını, Fritjof Capra yazarlarını, Fritjof Capra yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çin'de Konfüçyüs ve Lao Tzu, İran'da Zerdüşt, Yunanistan'da da Pisagor ve Heraklit, Buda ile aynı dönemlerde yaşamış olan düşünür ve bilginlerdir.
Hinduizm'e göre, kurtuluşa giden yollar çok fazladır ve hepsi de birbirinden farklıdır. Bu yüzden tüm inananların Tanrı'ya yalnızca bir tek yoldan ulaşmaları gerekmez. Bundan dolayı da çok çeşitli kavramlar, merasimler ve farklı bilinçlilik durumlarında uygulanan çok farklı spritüel çalışmalar geliştirilmiştir. Bu kavramların ya da çalışmaların bir çoğunun birbirlerine tamamen zıt olmaları ise, Hindular'ı pek de tedirgin etmemektedir. Çünkü onlar, Brahman'ın temelde bütün kavram ve görüntülerin ardında gizli olduğunu bilmektedirler. Ancak bu tür bir yaklaşım aracılığı ile Hinduizm'in karakteristik hoşgörüsü ve kavrayıcılığı ortaya çıkabilmiştir.
Reklam
Bhagavad Gita
«Her şey, doğal kuvvetlerin birbirleriyle olan etkileşimlerinden meydana gelir. Ama kişisel ve bencil bir gaflet içinde kaybolan insanlar, kendilerini aktörlerin ta kendisi sanırlar. Fakat doğal kuvvetlerin ve hareketlerin arasındaki ilişkiyi kavramış olan birisi, doğadaki kuvvetlerin nasıl diğer doğal kuvvetlere dayandığını görür ve böylece kendini onların kölesi olmaktan kurtarır»
Dünya gezegeni için, güneşin merkezinde cereyan eden nükleer olaylar ayrı bir yere sahiptir, çünkü bu olaylar dünyasal çevreyi besleyen ve varolmasını mümkün kılan enerjiyi sağlayan tek güçtür. Modern fiziğin en büyük başarılarından bir tanesi de, bu açıdan bakıldığında, güneşten gelen sürekli enerji akımının (eğer daha büyük bir ölçekle bakarsak; hayatın dünya ile ilgili en önemli bağının) dünyada gerçekleşmesi hemen hemen imkânsız olan nükleer tepkimeler sonucu meydana gelmiş olduğunun ispat edilmiş olmasıdır.
İzafiyet kuramı, madde hakkındaki görüşlerimizi çok derinden sarsarak değiştirmiştir. Klasik fizik alanında bir nesnenin kütlesi daima yok edilemez ve parçalanamaz bir öz ile ilişkilendirilmişti. Buna göre bütün nesneler bir tür temel «malzemeden» meydana gelmekteydi. Ancak İzafiyet kuramı, kütlenin, «öz» diye bir kavramla ilişkili olmadığını ve yalnızca enerjinin bir beliriş biçimi olduğunu ortaya koymuştur. Öte yandan enerji ise, aktivite, süreç ve hareketlilik ile ilişkili olan bir çokluktur. Bir parçacık kütlesinin belirli bir enerjiye eşdeğer olması, söz konusu parçacığın statik ve durağan bir nesne olarak algılanamayacağı sonucunu doğurmaktadır. Buna göre bir parçacığın kütlesi dinamik bir varlık olarak, yani enerji içeren bir süreç olarak algılanmalıdır. Söz konusu enerji sürecinin kendisini dışa vurması ise, «kütle» biçiminde olacaktır.
Normal bir elektron, çekirdeğin çevresinde saniyede yaklaşık 600 mil hızla dönmektedir. İşte bir atom, söz konusu yüksek hızlardan dolayı katı ve sert bir küre biçiminde algılanmaktadır. (Aynı etki, yüksek bir hızla dönen bir uçak pervanesinin düz bir disk gibi görünmesine neden olmaktadır.) Atomların daha fazla sıkıştırılmaları imkânsızlaştığında, maddenin katı özelliği de ortaya çıkar.
Reklam
318 öğeden 391 ile 318 arasındakiler gösteriliyor.