Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fuat Bozkurt

Fuat BozkurtTürklerin Dini yazarı
Yazar
Çevirmen
7.7/10
29 Kişi
86
Okunma
14
Beğeni
2.524
Görüntülenme

Fuat Bozkurt Sözleri ve Alıntıları

Fuat Bozkurt sözleri ve alıntılarını, Fuat Bozkurt kitap alıntılarını, Fuat Bozkurt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkçede kurdun gerçek adı " börü"dür. Kökende kurt, kurtcukların adıdır.
Dinsel düşünceler suya benzer. Ulaşılması kolay yere akar.
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
Çağlar boyunca içinde yaşadığı yayla ve ordu yaşamı, Türk'te toplumsal bir kumanda ve disiplin düzenini herşeyin üzerine çıkarmıştır.
Sümerlilere göre ölüler, Kur adlı karanlık, gidip dönülmeyen bir yeraltı dünyasına giderler. Bu anlayış, Tevrat'ta Şeol, Yunan'da Hades, İncil'de cehennem, İslam'da ahiret olarak sürer. Sümerlilere göre burada yeniden dirilme olmaz.
Zerdüşt dini ile benzerlik
Zerdüşt inancından olanlar eski dinden yeni dine kolay ve yalın bir geçiş yolu bulurlar. Çünkü İranlılar eski din ilkelerinin bir çoğunu, Kur'an'da bulduklarına inanırlar. Ahuramazda'yı Al ah, Ehrimen'i İblis görürler. Evrenin altı evrede oluşumunu, melek ve şeytanla eski dinlerine yabancı kavramlar değildir. Cennet ve cehennem ile yeni dinde de karşılaşırlar. İslamla birlikte gelen beş vakit namaz ise, eski kutsal kitapları Avesta'daki günlük beş kez tapırtımın yeniden düzenlenmiş bir biçimi gibidir.
İslam barış dinidir, hoşgörü dinidir safsatası
Baykent yağma ile de kendini kurtaramaz. Her yerden duman ve çığlık yükselen kentin İslamlaşmasına gidilir. Önce Merv'den getirilmiş Arap aileleri Baykent'e yerleştirilir. Önemli bir koruma gücü oluşturulur. Vali, kadı, vergici gibi tüm denetim organları Arap'lardan oluşturulur. Budist ve Zerdüşt inancının sembolleri, onlara inanan yerli halkın korkulu bakışları arasında üst üste yığılıp yakılır.
Reklam
Yerine geçen Üçüncü Osman 58 yaşında tahta çıktığında erkeklik gücünü yitirmiş, elli yıl kafes arkasında tek başına yaşamaktan sinirleri bozulmuş, titiz, aksi, berbat kadın düşmanı bir adamdır. Sarayda bulunan yüzlerce kadından hiçbirinin yüzünü görmek istemez. Kadınlarla karşılaşmamak için kocaman gümüş çivili ayakkabılar giyerek dolaşır. Saray dehlizlerinde tasların üzerinde ayakkabısının çıkardığı sesleri duyan kadınlar birer kuytu köşeye saklanırlar. Sultan kadınlara olan bu düşmanlığını saray dışında da uygular. Haftanın üç gününü kendisi için gezinti günü belirler. Bu günlerde kadınların dışarı çıkmasını yasaklar. Kadınların giysileri üzerine sert kurallar koyar. Kadınlar padişahın gezinti günleri dışında çok sade örtülü biçimde sokağa çıkmalarına izin verir. Üçüncü Ahmet döneminde kadın giysilerine getirilen özgürlük yerine korkunç bir karabasan halinde kalin siyah peçeler geçerli olur. Yaşmak ve sırmalı roba giyen kadınlar yakalanıp Boğaziçi'nden denize atılır. Kadın düşmanı bu sultan döneminde izinli günlerde de kadınlar sokağa çıkmaya korkar. Üç yıllık saltanatı döneminde sinirliliği, can yakıcılığı, dehşeti yüzünden İstanbul'da eğlence hayatı evlere kapanır. Yenileşme hareketlerini durdurur. Meyhanelere baskınlar düzenletir. Her tür eğlenceyi yasaklar.
Sayfa 98 - Cem Yayınevi, 1.Basım, Temmuz 2021Kitabı okudu
İşid zihniyetliler, kafa hep aynı
Kuteybe, Haraç karşılığı barışı kabul eder. Araplar, barış yolu ile Baykent'e girdiler. Ama kentin zenginliğini görünce yağmaya koyulurlar. Kentin görkemli yapılarını ve surlarını yıkarlar. Bu güzel kenti birkaç gün yağmalayıp, yakıp yıkarlar.
hep çelişki, hep belirsizlik
Belirsizlik abdest için de geçerlidir. Abdest yalnız cuma namazları için kesindir. Öbür namazlarda Muhammet'in de abdest almadığı olur. Muhammet'in inananlar abdest almadı, namaz kılmadı diye herhangi bir uyarısı bulunmaz. Muhammet, Arap ruhunu bildiği için, tapınım(ibadet) işini esnek bırakır.
Dinler hep çalıntıdır.
Hıristiyanlık, kökeni Zerdüştlüğe dayanan vaftizi alarak bu Sami sünnet geleneğini dışladı. Ancak İslamlık, sözde İbrahim'in izinden yürüdüğünü sanarak Sami sünnet geleneğini sürdürdü.
Reklam
Göktürklerde, düğünlerden önce de av şölenleri düzenlenir. Ok, kargı gibi araçlarla dağ keçisi türünden hayvanlar ve yaban atları vurulur. Oğuz avları ve av törenlerinde bu olay canlı tablolarla betimlenir.
Bilge Kağan yazıtı "Ben, Türklerin gökte doğmuş Tanrısal Bilge Kağanı, tahtıma oturdum" diye başlar. Bu söyleyiş bir inancı yansıtır. Çağların içinde süzülüp gelecek bir inancın öz toplumunca yazıya dökülmüş ilk tümceleri bunlar. Birçok inancı içinde yorumlayacaktır.
İstanbul'un alınışının ardından Osmanlı sarayı, kısa sürede her bakımdan Bizans sarayının yerini doldurma eğilimi gösterir. Sarayın çevresinde halkın sırtından halkın hakkını yiyerek geçinen bir efendiler ve zorbalar sınıfı oluşur. Bunlar vicdan sömürüsünü meslek edinir, midesini ve kesesini şişirmek için bir saniyede yüzlerce suçsuzun katline fetva vermekten kaçınmazlar. Sarıklılar sınıfı ve efendilerin yardakçılarından oluşan asalaklar sürüsü ortaya çıkar.⁴¹
Sayfa 61 - Cem Yayınevi, 1.Basım, Temmuz 2021 / ⁴¹ Refik Ahmet Sevengil, İstanbul Nasıl Eğleniyordu?,İletişim Yay.,1993, s.15Kitabı okudu
İsa'dan önce dokuzuncu yüzyılda Yunan göçleri başlar. İyonlar Avrupa'nın değişik bölgelerine yayılır. Bir bölümü, Massilla'da (günümüzde Marsilya) bir sömürge devleti kurar. Güney Avrupa'da şarapçılığı geliştiririler. Romalılar da şarabı orada görüp tanırlar. İmparatorluk döneminde ise, bağcılık tüm İtalya topraklarına ve imparatorluğun kapsadığı öbür alanlara yayılır. Asya'ya şarap, Orta Doğu'dan İran yoluyla geçer. Şiraz şarapçılığı Roma'dan da eskidir. Ancak geniş şarap alışveriş zincirini kuran yine Romalılardır. Kuzeydoğu Avrupa'ya, Britanya adalarına da bu içkiyi onlar götürürler, yayarlar. Germenler ise çok hızlı şarap tutkunu olurlar. Bağcılık onların ülkelerinde Romalı köylü üreticileri sıkıntıya sokacak ölçüde ivedi olgunlaşır.
Sayfa 18 - Cem Yayınevi, 1.Basım, Temmuz 2021Kitabı okudu
Sigmund Freud'a göre, Musa ile ilgili olarak Tevrat'ta yer alan öyküler tümüyle yanlış ve uydurmadır. Tektanrı düşüncesini yerleştiren ilk peygamberde Musa değildir. Öncelikle Musa diye bir kimsenin varlığı kesin bilinmez. Musa yaşamış olsa bile, tek tanrı düşüncesini ondan çok daha önce, Mısır firavunlarından Akhnaton yerleştirmiştir. Yahudi bilginler daha sonra, Akhnaton'un görüşlerini Musa'ya yamamışlardır.
497 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.