Hiçbir şiir, aslı kadar güzel değildir. Her şiir kendi dilinde güzelliğini korur ve bazı şiirler her dilde güzel kalmaya devam eder.
Evet!
Bir şairle daha tanışmanın mutluluğunu yaşarken, bir şiir kitabının da son bulmasının mutsuzluğunu yaşıyorum. Bu da gösteriyor ki, iki insanın aynı işi yaptığı bir yerde, iki insanın aynı hazzı alması mümkün değildir. Her insanın kendine özgü bir bakış açısı vardır.
Ben de bu kitapla tanışırken İran kültürünün efsaneler, hurafelerle dolu olduğunu, bir o kadar da önemli kişiliklere sahne olduğunu hissettim, kitap hissettirdi, yazar anlattı.
Yazarın özgürlüğe olan tutkusunu yazarak anlatmasını hayranlıkla izledim ve de okudum.
Her toplumun artı ve eksileri vardır. Yazarın içerisinde bulunduğu toplumunda eskilerinden birisi kadına verilen değer olsa gerek. Yoksa yazar neden hep bir pencereden gökyüzünü izlesin? Anka kuşunu arasın ki? Eski günlere özlem duyup, 'güneşe yeniden selâm vereceğim' desin ki?
Bir insan geçmişi özleyip, geleceği bekliyorsa, o insan tutsaktır. Her tutsak da demir parmaklıklar arkasında değildir!
Yazarın anlatımını tam olarak idrak etmemiz için şiirlerini kendi dilinde okumamız gerekir düşüncesindeyim. Yine de bizim dilimize çok güzel ve anlamından çok az kayıp verilerek çevrilmiş.
Çevirmenin başarısını da göz önünde bulundurarak kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.