G. T. Bettany

G. T. BettanyCharles Darwin yazarı
Yazar
7.7/10
8 Kişi
26
Okunma
2
Beğeni
366
Görüntülenme

G. T. Bettany Sözleri ve Alıntıları

G. T. Bettany sözleri ve alıntılarını, G. T. Bettany kitap alıntılarını, G. T. Bettany en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türlerin nesli tükenmeden önce, genellikle sayılarının azaldığı kabul edilebilir. Bir türün, diğer bir türe kıyasla daha ender rastlanır olmasına hayret etmemenin, üstüne üstlük bir de bu türün neslinin tükenmesinde olağandışı bir faktör veyahut bir mucize olduğunu ileri sürmenin, bir bireyin hastalığının kendisinin ölümünden önce var olduğunu (ama kimse hastalığın varlığına hayret etmez) ve hasta birey öldüğünde kendisinin bir vahşet sonucu öldüğünü düşünüp buna inanmaya benzediğini düşünüyorum."
Türlerin Kökeni'nde meyvesini veren fikirlerden biri olan "var olan hayvanlar ile nesli tükenen hayvanların beden biçimleri arasında pek çok benzerlik" olduğu fikri de burada oluştu. Darwin, onca muhteşem türün neden yok olduğuna dair düşüncelere sürüklenmişti, bununla ilgili ve imalı açıklamalar yapmıştı: "Türlerin eninde sonunda birbirine üstün gelmesinin, iklim ve besin çeşitliliği, düşmanlarla karşılaşma veya diğer türlerin sayısının artması gibi sebeplerle açıklanabileceğini düşünmeden edemiyorum.” Diğer yandan bu fikir üzerinde çok fazla durmamaktadır Görüşlerini şu gözlemle tamamlar: "Elimizdekileri göz önüne aldığımızda emin olarak söylenebilecek tek şey, bireyler için hayat nasıl bir yerde son buluyorsa türler için de bunun böyle olduğudur; yaşanır ve bir noktada biter.”
Reklam
Eğer yapımız mantığımızı yanıltan bir kapan değilse vücut yapımıza dair bildiklerimiz, dörtellilerle (quadrumana) kökenlerimizin ortak olduğu görüşü olmaksızın açıklanamayacaktır. Darwin'e göre atalarımızın yan tanrıların soyundan geldiğimizi ilan etmelerine sebep olan önyargı ve kibir, bizim doğamızda vardır ki ortaya çıkan bu sonuca itiraz etmemize de yol açmaktadır.
Sayfa 124Kitabı okudu
Her bir omurgasız üzerinde inceleme yaparken ne kadar az zaman harcarsam o kadar çok omurgasız örneği toplayabilirim ama Doğa bilimciler için iki hayvanın kendine özgü şeklini ve rengini not etmemin altı hayvanın görüldüğü tarihi ve zamanı not etmemden daha değerli olacağı kanaatine vardım.
Hayatının bir dakikasını boşa harcamaya cüret edebilen biri, hayatın değerini anlamamıştır.
Darwin, kendisinin ve diğer kişilerin yaptığı gözlemler sonucunda ulaşılan bilgiler ışığında mercanadalarının, denizin dibindeki yanardağ kraterlerine dayandırıldığına ilişkin kuramı devirerek bu kuramın yerine, mercanadalarının meydana geldiği yerlerde çökelmenin uzun bir süre zarfında kademe kademe oluştuğunu ve bu çökelmeyle birlikte resifteki mercanlarda yukarı doğru bir büyümenin görüldüğü görüşünü öne sürdü. Buradan hareketle kıyı resifleri zaman içinde set resiflerine dönüşüyorlardı. Set resifleri ise bir adayı çevreledikleri zaıman, kara parçasına ait son tepecikde suya gömüldüğünde mercanadası veya lagün adını almaya başlıyordu. Darwin, tüm bu olayı şu şekilde aktarmıştı:"Geç dönemlerde, yerkabuğunda meydana gelen hareketlerin olağanüstü ve ahenkli bir görüntüsü bizlere sunuldu. Uçsuz bucaksız arazilerde baş veren, zaman zaman patlayan ve bacasından veya çatlaklarından lavlar sızan yanardağlar görüyoruz. Başka bölgelerdeyse herhangi bir yanardağ faaliyeti olmaksızın çöken topraklar görüyoruz. Bunun sonucu olarak meydana gelen çukurun çok büyük bir alana yayılarak kocaman olması gerektiğini hissediyoruz, böylelikle bir zamanlar burada birer abide gibi yükselen mercanadalarının yerinde bulunan yanardağ, engin okyanusun sularına gömülerek eskiden ona ait olan yeri işaretlemiş olur.” Profesör A. Geikie,"Daha önce dünyaya bundan daha harika bir bilimsel yöntem sunulmamıştır. Darwin bu inceleme yazısı dışında herhangi bir şey yazmamış olsaydı bile hiç şüphesiz ki doğayı araştıran kişiler arasında yine en ön sıralarda yer alırdı" demişti.
Reklam
Hiçbir şey kanatların uçmak için var olduğundan daha açık değildir.
"Binlerce ama binlerce taş birbirine çarparak tok bir ses çıkarıyor ve aynı yöne doğru yuvarlanıyor. Geçen bir dakikanın geri alınamayışı gibi zamanı düşünmeye benziyor biraz. Bu taşlar ki okyanus onların sonsuzluğu; hiddetli müziğin her bir notası, onları yazgılarına doğru iten bir basamak."