Galileo Galilei

8.0/10
30 Kişi
170
Okunma
84
Beğeni
4.473
Görüntülenme
Ay manyetik gücün çekiciliğine kapılmışcasına Yerküremize sürekli olarak hep aynı yüzüyle bakıyor ve o yüzünü hiç ayırmıyor Yerküre mizden...
Reklam
Zorlama gücün sağladığı hareket devamsız olur. Ariatotales e göre hareket iki türlüdür: Doğal ve zorlama.Hafif cisimler yukarı ,ağır cisimler aşağı doğru gider. Bunun nedeni cisimlerin kendi yerlerine yatkınlığıdır.Bu doğal harekete karşı hareket " zorlama hareket" tir ve devamsızdır .Top mermisi atış için Galileo zorlama harekettir ve paraboliktir der.
Demek ki gökyüzündeki değişimleri görmemekten ötürü orada değişim yoktur diyemezsiniz eğer orada bir değisim söz konusuysa elbet.
Bir halden diğer bir hale geçiste ,uzaktakine atlamak yerine yakın olandan geçmek doğaya daha uygun değil midir ? Doğaya uygundur ve yakınınızdaki hemen elinizin altında bulunmaktadır .
Reklam
Göze hoş gelen parıltısı bol olsun diye elmas taşlar üzerinde yansıma yapacak çok sayıda yüzey oluşturur kuyumcular .
Anlayışlı ve değerlendirmesi akıllıca olan insanlarla konuşmak çok hoş,özelliklede gerçekler arasında gezinerek, tartışarak.
Demek ki bolluk ve nedret halk arasında eşyanın değerini belirliyor.Sonra tutup o elmas parçası saf ,saydam bir su damlasına benzediğinden çok güzel derler,fakat on testi su karşılığında vermeye razı olmazlar.
Reklam
Argüman çürütülünce
Onun ruh halini ben pek anlamış değilim.Şöyle ki bir yandan yıldızlarda bir değisim olması , gökyüzüne tanınan ayrıcalıkları yani bozunmazlık vb. ilkesini mahvederdi diyor ve böylece yıldızların göksel cisimler olduğuna dair herkesin birlik olduğu bu ilkeyi ortaya koyuyor ; bir yandan da aynı değişimler daimi yıldızlar dışında ,göğün geri kalan kısmında olunca ,bundan hiç rahatsızlık duymuyor. Acaba göğün kendisini göksel bir şey saymıyor mu?
Ben yine içinden çıkılmaz bir koya girdiğimizi fark ediyorum, çünkü biz pusulasız yolculuk ediyoruz, yıldızlara bakıp yolumuzu bilemiyoruz , küreklerimiz yok ,dümensiz yol alıyoruz.Bu durumda ya kayalıktan kayalığa atlamalıyız ya karaya oturmalıyız ya da kaybolmayı göze alarak deniz yolculuğunu sürdürmeliyiz.
Yaşlanmasak ne güzel olurdu
Fakat öte yandan ,bilemiyorum, değişmezlik mertebesine ulaşmak için mermerden ya da pırlantadan bir Medusa başına dönüşmemiz daha mı çok tercih edilen bir şey ?
Kuşku
Rönesans'ın ve Akıl Çağı nın insan zihnini çelmesi için bir "büyük kuşkuya" ihtiyacı vardı dünya çapında kocaman bir kuşku olmalıydı. Yeni Bir Dünya sunumundan daha büyük bir kuşku olabilir miydi? Bir yandan insanoğlu "AA! Ay dağlık, taşlık bir yermiş " diye gökyüzüne değil teleskopa güvenmeye başlıyor bir yandan da "Yerküre dönüyormuş da gözlerim dahil öbür duyguların da beni aldatıyormuş" diye kuşkuya düşüyor. Negatif kuşkunun yerini pozitif düşünce almaya başladığı için olacak Descartes " Düşünüyorum öyle ise varım" diye daha önceki bilgileri kuşkunun mihenk taşına vurması için insanoğluna bir büyük davetiye çıkarıyor.
Arıların üremesi kitabında Aristoteles şöyle diyor: " Bu alanda olaylar yeterince kesinlik kazandığında gözlemlere önem vermek gerekir.Yalnızca akıl yürütmek suretiyle sonuca varılamaz.Ancak olgularla uyuştuğu takdirde akla güvenilebilir."
Resim