Hint yazınsal eleştirmen ve kuramcı. "Can the Subaltern Speak?" adlı makalesi post-sömürgeciliğin kurulumuna ilişkin düşünceleri ve Derrida'nın Grammatology adlı yapıtı için yaptığı çevirileri iyi bilinir. Spivak Mart 2007'de üniversite profesörlüğüne terfi ettiği Columbia Üniversitesi'nde eğitim vermektedir.
Beni hiç dinlemeyeceğiniz için, sizinle konuşamadığım için, siz de benimle aynı nedenle öldüğünüzde, bir uyumu anıtlaştırmış oluruz şeklindeki fikir, ölürken eylemektir.
Arzu ve çıkar arasındaki mekanik ilişki, şu cümlelerde çok açıktır: "Asla çıkarlarımıza ters bir şeyi arzulamayız, çünkü çıkar her zaman arzuyu takip eder ve kendini arzunun koyduğu yerde bulur” Farklılaşmamış arzu, faildir ve iktidar, arzu etkileri yaratmak üzere içeri Sızar: iktidar... arzu düzeyinde -Ve bir de bilgi düzeyinde müspet etkiler üretir.
Beni hiç dinlemeyeceğiniz için, sizinle konuşamadığım için, siz de benimle aynı nedenle öldüğünüzde, bir uyumu anıtlaştırmış oluruz şeklindeki fikir, ölürken eylemektir.
"bir konuşmada önemli olan şey ne söyleyemediğidir. çünkü orada "susulanın" ayrıntıları gizlidir”
sosyalmedya madun’ların gösteri arenasıdır; hiçbir şey söyleyemedikleri.
modern zamanların ilk 3 kutsal kitabı bence;
- Madun
Spivak “Madun konuşabilir mi?” makalesinde madun çalışmalarının kadına yaklaşımını sorunlu bulmaktadır. Kitabın girişinde "Hoşgeldiniz" diyerek anlattığı olay ile madunun derdini anlatmadaki çaresizliğine işaret ederken konuşamamasına (talk) değil, söyleyememesine (speak) işaret ettiğini ifade etmektedir. Üstelik bu çaresizliğin, sati geleneğinde olduğu gibi, ölerek sesini duyurma çabasında da değişmediğini ifade etmektedir. Kadının bu ölüm sessizliğine örnek olarak Bhubaneswari Bhaduri’nin intiharını örnek gösterir (Büyükannesinin kızkardeşi). 1926 yılında bağımsızlık yanlısı politik bir örgütte yer alan Bhaduri kendini asarak intihar eder. Uzunca bir süre bu intiharın bir aşk intiharı ve Bahduri’nin hamile olduğu için intihar ettiği düşünüldü. Fakat Bahduri’nin intiharının gerçek iç yüzü, o dönemde hamile olmadığı, düzenli adet görmeye devam ettiği, bu intiharı kendisine verilen suikast eylemini gerçekleştiremediği için işlediği, ancak bir on yıl sonra ortaya çıktı. Aslında Bhubaneswari bu intiharın bir aşk ya da gayr-i meşru bir hamilelikten olmadığını ıspatlamak için adet dönemini beklemiştir. Ama buna rağmen sesini duyuramamıştır (evet kitap bu şiddetli olayın anlatımı ile başlıyor).
Spivak bu örnek üzerinden kadın madunun sadece söyleme yeteneğinden yoksun olmadığını, bu yoksunluğa rağmen söylediğinde dahi duyulmadığını ya da okunmadığını belirtir. ümitsiz tablo aslında “söz”ün neredeyse tamamıyla iktidarın tahakkümünde olmasından kaynaklandığını anlatmaktadır kitap.
Günlüğümden:
Spivak’ın söyleşilerinden yapılmış bir derleme okudum. “Yapısöküm, Postkolonyalizm, Madunluk” adıyla çıkmış. Bu kitabı daha önce almıştım. Aslında Gayatri Chakravoty Spivak’ın “Madun konuşabilir mi?” adlı kitabını arıyordum ama baskısı yoktu o sırlar. Ben de bu kitabı aldım. İsabet olmuş. Bu kitabın düşünürü tanımak için bir rehber olduğu söylenebilir. Sonrasında diğer kitaplarına geçiş yapılabilir, yapılmalı da zaten. Kitapta farklı zamanlarda, farklı yayınlar için yapılmış sekiz söyleşi yer alıyor. Söyleşileri derleyen aynı zamanda çeviren Soner Torlak, kitabın başına yazar tarafından yazılan önsöz konmuş.
İki düşünürün(J.BUTLER- G.C.SPIVAK) konuşmasının yazıya dökülmesiyle oluşmuş bu kitap, vatandaşlık, vatansızlık, göçmenlik ve kamusal alanlardaki gri bölgeler hakkında zihin açıcı. Devlet üzerine düşünen insanların okuması çok yararlı olacaktır. İnce bir kitap olmasına karşın insanı zihnen yoran bir kitap çünkü yoğun düşüncelere yelken açıyorsunuz. Siyaset teorisiyle arası iyi olanlar mutlaka okumalı.