Günün birinde belki konuşup yazmaktan dahi yüksünür håle geleceğiz. O zaman başımızı kalınca bir kitabın sayfaları arasına gömmeyeceğiz, hayır. Kulağımızı bir kayaya, bir mermere dayayıp sessizce duracağız. Ve sonra, en başında yaptığımız gibi, iki taş parçasını birbirine çarpıp tutuşturacağız sessizliği ve karanlığı, yeniden.