Asr suresi tefsiri gibi bir hayat yaşamıştı. Ardından her faniye gelecek o gün ona da gelmişti.
Göğe doğru havalanan güvercinler, ardından çoğalan ve gittikçe azalan kanat sesleri. Fatih Camii'nde mahşeri bir kalabalık. Bosna'da tüm camilerde mevlidler okundu. Çeçenistan'da tüm mücahitler duaya durdu. Afganlar silahlarını yarıya kadar indirdiler onun için.
Önce tekbirler yükseldi kalabalıktan. Ardından namaz başladı, dünya sustu. Cesareti ve duruşu.
Cami tıklım tıklım doldu. O da safların arasında. İmam tekbir almaya elini kaldırdı ve şehrin tüm sokakları şu tekbir ile yankılandı: "Erbakan da aramızda Allahu Ekber..."
Hazret-i Mevlânâ:
“Bu seher benden ilham kesildi. Anladım ki vücuduma şüpheli birkaç lokma girdi.” buyurur.
Yani dâimâ hastalığın sebebini arayıp tedbir almak lâzım. Nasıl tıpta koruyucu hekimlik var, mâneviyatta da kalbi koruyucu hekimlik zarûrî…
Bir rivayette sahabe efendilerimiz, Resulullah Efendimiz'e (sav) "Allah dostlarını nasıl tanırız ?" diye sormuşlardır. Efendimiz de "Onlar, yüzlerine bakıldığında Allah Teâlâ'yı hatırlatan kimselerdir." buyurmuştur.
Bizi biz yapan fedakarluğımızdır. Bizden önceki salih insanlar "Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur " düsturundan hareketle daima hayırda, güzellikte, iyilikte yarışmışlar,bitmek tükenmek bilmeyen bir aşk ile insanlığa hizmet etmişler.