Georg Simmel (d. 1 Mart 1858, Berlin – ö. 28 Eylül 1918, Strassburg) Alman Sosyolojisi'nin kurucularından Alman sosyolog ve filozof.
Berlin'de Yahudi bir ailede doğdu. Babasının erken ölümü üzerine kendisini yetiştiren Katolik bakıcısı sebebiyle bir Katolik olarak büyütüldü. Ferdinand Tönnies ile birlikte Alman Sosyolojisinin kurucularındandır. Çalışmaları toplumsal form kavramının sosyoloji literatürüne kazandırılmasını sağlamıştır. Bu yüzden uluslarası litaratürde formların sosyoloğu olarak bilinir. Daha çok toplumsal etkileşimcilik kavramı üzerinde durmuştur. Türkçe'ye tercüme edilmiş eserleri arasında en bilineni "Philosophie der Geldes" (Paranın Felsefesi)'dir. Simmel'in 20. yüzyıl boyunca, kent ve modernite sosyolojisi, kültürel kuram ve eleştirel düşünce üzerindeki etkisi, 21. yüzyılda da özellikle "kültürel çalışmalar" alanında ve Zygmund Bauman gibi "postmodernite kuramları" aracılığıyla sürdürmektedir. Kendisi aynı zamanda mikro sosyoloji kavramını da litaratüre kazandırmıştır. Bireyin ve toplumun incelenmesi sırasında daha küçük olgularında incelenmesi gerektiğini savunmuştur. Modanın da sosyolojisini yapmıştır. Ona göre moda bireyi hem ayrıştıran hemde diğerlerine benzeten bir olgu olması nedeni ile insanın zihnindeki çift duruma da hitap ettiğini belirtmiştir.
•
“Cinsel arzunun doyurulması erkeği ilişkiden özgürleştirmeye kadını ise ilişkiye bağlamaya eğilimlidir. Bunun dışsal nedenleri açıktır. Erkek için, kendisini kadına çeken güdü, dürtünün doyurulması ile birlikte kaybolur.”
•
“Sevginin ait olduğu insani gelişmişlik düzeyi onu yeme, soluk alma ya da cinsel dürtü ile aynı zamansal ve türeyimsel katmana yerleştirebilmemiz için fazla ileridir.”
Daha evvel Sosyal Düşünceler Tarihi ile ilgili bir öneri listesi paylaşmıştım, şuradan ulaşabilirsiniz: #28075493 Beklemediğim bir ilgi görmüştü. Toplumbilim ile ilgili de bir liste paylaşacağımı söylemiştim. Listeyi bulmam epey uzun sürdü. İlgililer için paylaşıyorum:
1)
PARA GİDEREK DAHA FAZLA ÖNEM KAZANDIKÇA ARTIK ARAÇ
OLMAKTAN ÇIKIP AMACIN KENDİSİ HALİNE GELİR. BÖYLECE
HER ŞEYİN BİR BEDELİNİN OLDUĞU, HER ŞEYİN SATILIK
OLDUĞU HİSSİNİ DOĞURUR. HER ŞEYİN SATILIK OLDUĞUNU DÜŞÜNEN BİREYLER BİR BIKKINLIK TUTUMU GELİŞTİRİRLER
VE SATIN ALACAKLARI NESNELERİ DEĞER, ESTETİK AÇISINDAN DEĞERLENDİRME BECERİLERİNİ KAYBEDERLER.
BU AÇIDAN PARA:
HER ŞEYİ BİÇİMSİZLİĞE, SALT NİCEL OLGULAR DÜZEYİNE İNDİRGEDİĞİ İÇİN ESTETİĞİN MUTLAK DÜŞMANIDIR.
Alman sosyolojisinin kurucularından olan Simmel'in bu eseri onun 1906 tarihinde yayınladığı makalesinin kitap olarak basılmış hali. Bu hacmen küçük ancak içeriğiyle büyük eserde Simmel, ilk önce insan ilişkileri üzerinde duruyor, daha sonra gizliliğin sosyolojik tanımına girip tarihten gösterdiği çeşitli gizli toplumlardan örneklerle savını güçlendiriyor. Benim için okuması biraz yoğun ama zevkli bir eser oldu. Oldukça öğreticiydi. Merak edenlere tavsiye ederim.
İnsanların güven konularından başlayarak topluma geçiş yapıyor.Insan ilişkilerinde güven kavramını ve buna bağlı olarak da aralarında ki gizlilik olaylarına biraz karışık da olsa değiniyor.Ben bu kitabı bir daha okumayı düşünüyorum çünkü gözden bir şeyleri kaçırdığıma inanıyorum bu kitabı okurken dikkatinizin yüksek olduğu bir zamanı seçmenizi öneriyorum.
Felsefeye adım attığım Sen Yayınları yoluyla diyebilirim ki güzel bir yolculuk yaptım. Sayesinde felsefi terimlerle bir araya geldim. Yeri geldi zorlandığım oldu. Lâkin yokuşu çıkarken belirli bir yerden sonra rahata kavuşuyor insan. Benim de öyle oldu, diyebilirim.
Rene Guenon'dan sonra Şimdi de Georg Simmel ile tanıştım. Kendisi