Georges Duby

Batı'da Aşk ve Cinsellik yazarı
Yazar
8.8/10
24 Kişi
218
Okunma
27
Beğeni
3.166
Görüntülenme

En Eski Georges Duby Gönderileri

En Eski Georges Duby kitaplarını, en eski Georges Duby sözleri ve alıntılarını, en eski Georges Duby yazarlarını, en eski Georges Duby yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sakinleşmeler
Bireyi varoluşun kaygılarından nasıl kurtarmalı? Bizim antik felsefe olarak adlandırdığımız farklı öğretiler, genel olarak kendilerine bundan başka bir hedef belirlememişlerdi ve diğer yandan din de daha başka bir şey sağlamıyordu, çünkü genellikle öte dünyadaki bir selameti hedeflemiyordu.
Sayfa 224
Sakinleşmeler
Zihinsel alıştırmalar ve bir bireyin varoluşunu düzenleyebileceği hayat kuralları, dinin seçkin bir bölümünü oluşturur. Öte dünya onun bir başka bölümüdür: Ölümden sonra hiçbir şeyin olmayacağı fikri, bizim gözümüzde fazlasıyla dinsiz bir fikirdir. Oysa Antik düşünürlerde, hayat kuralları ve zihinsel alıştırmalar dinin değil "felsefe"nin özünü oluşturuyordu ve din, ölüm ve öte dünyaya ilişkin düşüncelerden hemen hemen ayrılmış durumdaydı. Birtakım tarikatlar mevcuttu, ama bunlar felsefe tarikatlarıydı; çünkü felsefe, ilgilenebilecek olan kişilere, inançlar ve hayat kuralları öneren tarikatların konusuydu.
Sayfa 224
Reklam
Bu pratiklerden bazıları gelenekler tarafından onaylanmıştır. Bir dinsiz nasıl ayırt ediliyordu? Apuleius'un fazla bilinmeyen bir yazısı bunu anlatır: "Hiçbir zaman hiçbir tanrıdan talepte bulunmamıştır, hiçbir zaman tapınağa gitmemiştir; eğer bir şapelin önünden geçerken hayranlık ifadesi olarak elini dudaklarına götürseydi günaha girdiğini sanırdı; topraklarının tanrılarına, onu besleyen ve giydiren tanrılara hiçbir zaman hasatının ilk ürünlerini ve sürülerinin yeni doğanlarını sunmamıştır; kır evinin bulunduğu topraklar üzerinde hiçbir şapel, tanrılara adanmış hiçbir köşe, hiçbir kutsal koru yoktur." Dindar bir adamın davranışı ise çok farklıdır. Yolculuk yaparken, "bir şapelin ya da bir kutsal korunun önünden geçtiğinde durur ve bir dilekte bulunur, sunağın üstüne bir meyve bırakır ve bir süre tanrıların yanında oturur" .
Sayfa 229
Özelin kamusal üzerindeki utkusu bundan daha mükemmel bir şekilde tanımlanamayacağı gibi, bu utkunun köklerinin asla yalnızca hırs değil, ama öncelikle baba-krala karşı beslenen nefret ya da sevgi duygularının baskınlığı olduğu da unutulamaz. Reginon' a göre, kraliyet erki adlı adınca babanın içinin derinliklerinden salgılanmaktadır, şefkatin mekanı o derinliklerdedir. Hiç kimse kendi kendisinin babası olamaz. Ama, "ben" de mutlak olarak kendini orada ortaya koymaz mı?
Sayfa 461 - Prüm Regino : https://en.wikipedia.org/wiki/Regino_of_Pr%C3%BCm
Tarih öncesi atalarımızın mutfaklarını nasıl düzenlediklerini bilmediğimize göre, nasıl seviştiklerini, özellikle de aşkı nasıl değerlendirdiklerini hiçbir zaman bilemeyeceğiz... -Jean Bottero-
İletişim yayınları
Babil kayıtlarında "aşk" hastalığı
"Hasta durmadan öksürüyorsa, sık sık dili dolaşıyorsa, kendi kendine konuşuyor, nedensiz yere ikide birde gülüyorsa [..], genel olarak bezginse, boğazı sıkışıyorsa, yemekten içmekten zevk almıyorsa, derin derin ah çekip "vah, zavallı kalbim!" diye inliyorsa aşk hastalığına yakalanmış demektir." -Jean Bottero-
İletişim yayınları
Reklam
900 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.