Hakkında
Doğum:
Trençin, Slovakya, 14 Ağustos 1917
Okurlar
1 okur beğendi.
19 okur okudu.
1 okur okuyor.
6 okur okuyacak.
Sözler ve Alıntılar
Zırhlı Hristiyan ordularının yapacakları hücumların ne kadar tehlikeli olduğunu iyi bilen Türk ileri gelenleri, daima Hristiyan ordularının nizamını bozmayı, saflarını dağıtmayı hedef edinmişlerdir. Nitekim bunun usullerinden birisi, düşman ordusunu her yönden ok hücumu altına almaktı.
V. Karl'ın (V. Şarl) İtalya'ya karşı girişeceği sefere ne kadar ordu çıkarabileceğini tartışırken Fransa daha erken davrandığından Fransa ile İmparatorluk arasında 1521 Nisan'ında harp başlamıştır. İşte bu hadise de İmparatorluk hesabına Türk probleminin ikinci planda kalmasına sebep olur. Bu muharebe uzayınca, İmparatorluğu meşgul eden problemler arasında Luther hadisesi üçüncü plana düşer. Hâlbuki bu mücadeleler esnasında V. Karl, Papa ile işbirliği yapıyor, Luther ise Papalıkla mücadeleyi Türk tehlikesinden daha mühim sayıyordu.
Sırpların teşkil ettikleri Husarlar, zamanla Macarlaşır ve bilindiği üzere tipik bir Macar ordu sınıfı hâlini alır. Fakat Yagellon Hanedanı devrinde hâlâ bunlar arasında Sırplar çoğunluktadır. Husarlar, bu sınır bölgelerinde büyük bir başarı ile yaptıkları akınlarla haklı bir şöhrete kavuşurlar.
Harp, siyasetin aracı olduğundan, siyasi maksat ile harbin askerî hedefi arasında sıkı bir bağlılık vardır. Siyasi maksatlara erişebilmek için devletler zaferden emin oldukları takdirde muharebeye başvurururlar. (Yani tarihçiler idari sınıfın savaş dönemi siyasi amacını bilmiyorlarsa, savaşı inceleyip ipucu elde edebilirler.)
Osmanlı İmparatorluğunun mükemmel askeri başarılarını gördükten sonra, muharebenin kusursuz cereyan edebilmesi için gerekli insanı, parayı ve malzemeyi süratle ve gereği ölçüde anında hazırlayabilen devlet teşkilatını, kendi zamanındakilere nisbetle kusursuz, olduğunu kabul etmek zaruridir. Osmanlı İmparatorluğu'nda kuvvetli bir orduyu ayakta tutabilmek için gerekli büyük bir ülke, büyük bir insan potansiyeli, zengin maddi kaynaklar, iyi işleyen devlet teşkilatı, sivil ve askeri idarenin birbirine kaynaşmış olması gibi bütün şartlar hemen hemen bir arada mevcuttu. Bütün bunların yanında dini inançların ateşlediği, Hristiyanlıkta olduğu gibi yalnız Allah'tan korkarak kendini dine vermiş değil, muharip ve metin olmayı öğreten müslüman iman ile son derece adil ve kararlı, askeri meziyetleri her şeyin üstünde tutan bir mükafatlandırma örgütü mevcuttu.
Sayfa 8Kitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
