You can find Oldest Gökhan Duman books, oldest Gökhan Duman quotes and quotes, oldest Gökhan Duman authors, oldest Gökhan Duman reviews and reviews on 1000Kitap.
Kitabı bitirince bir boşlukta çivili kaldım adeta. Nasıl denir? Hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi gelip geçti... O Anadolu’nun bağrından kopup, yabancı damgası yiyip yerli işçiden daha çok çalışıp daha az maaş alanlardan biri de benim babamdı.
“Heim”larda 8 kişilik odalarda kalan, bayram namazlarına gitmek için kilometrelerce camii arayan, o teyiplerinde türküler dinleyen, köydeki anama, anasına, babasına mektup yazıp fotoğrafını yollayıp, “bu cansız hayalimi duvara asın” diyerek unutmamayı tenbihleyen de benim babam..
Yıllarca ağır işçi olarak çalışan, o işte belini sakatlayıp, bir günde çıkışını verip, acımayan “meister” lerine, yıllar sonra “beni harcadılar “ diye durgunlaşan da benim babam..
Arbeitsamt ( İş yardım kurumundan) yardım almayı gururuna yediremeyip kendi işini kuran onurlu babam.
Ve “Biz” o Getto! sokaklarında büyüyen, ırkçılığı her köşede hisseden, türk mahallelerinde oynayan yabancı çocuklar. Peşimize köpeklerini salan Naziler!
Okulda sayım yapılınca adımız geçtiğinde “kafalara bakın burada mı değil mi anlarız” diyen ırkçı alman öğretmenleri.. ...
Ve şimdi Almanya’da türklerin başarısı, azmi, eğitimleri ile doktor, öğretmen, avukat v.b daha nice başarılara imza atan gençlerimiz ile dolu. Ekonomiye büyük katkı sağlayan iş adamları, esnaflar.
Kısaca, bize muhtaç bir Almanya..
"Eşim Almanya'ya gidiyorum dediğinde hiç ses etmedim. Adını ilk defa duyuyordum. Yolculuk trenle üç gün sürüyor dediği o an anladım. Demek benden bu kadar uzağa gidiyordu."
Kitap, Türkiye'den Almanya'ya giden konuk işçileri, onların Almanya'da nasıl karşılandığını, nasıl zorluklar yaşadığını, nasıl zorbalıklara maruz kaldığı anlatıyor. Ve bitmek bilmeyen vatana kavuşma ümidini..
Kitabı okurken Almanların Türklere davranışını bizim Suriyelilere karşı tavır ve düşüncelerimizle aynı gördüm. İnsanı ayrıştırmak yerin dibinde de göğün üstünde de olsanız aynı davranış ve iki yerde de aşağılık yapıyor sizi bu davranış şekli..
Kitap hakkında bir çok şey söylemekle ne diyeceğimi bilememek arasında kaldım. Bir çok kez gözlerim doldu dayanamadım. Gidip İbrahim'e, Semra'ya, özlemden kavrulan Zeliha'ya dokunmak onlara yardım etmek istedim. Annesini tanımayan o küçük kızı kucağıma alıp okşamak istedim. Küçük şeyler uğruna ne büyük şeyler kaybettik yazık. Burnumun direği sızım sızım sızlıyor..
Kitap bu yönüyle güzeldi ancak ben inceleme altında okuduğum için yazarı tarihleri çok karışık verdiği konusunda eleştirmek istiyorum. Kronolojik sıraya uyulsa çok daha iyi olurdu. Bir yerde gelecekten bahsedip birden geçmişe dönmek veyahut geçmişten bahsederken birden kendini gelecekte bulmak kitabın okunması açısından beni en çok zorlayan şeydi diyebilirim.