Hakkında
1932 Leeds, Yorkshire doğumlu yazar. Evli ve iki çocuk babasıdır. Senelerce İngilizce ve Fransızca dersleri vermiştir. 1965'ten bu yana Edinburgh Üniversitesi'nde Fransız Edebiyatı dersleri vermektedir. Nesir türüne geçmeden önce şiir yazmış ve tercüme çalışmalarında bulunmuştur. O zamandan bu yana "Giftwish and Catchfire" isimli bir çocuk kitapları dizisi ve hayali, gelecekle ilgili veya bilim kurgusal unsurlar içeren çeşitli kurgusal romanlar yazmıştır: the soul master, time slip, the dream wall ve half a glass of moonshine bunlar arasında sayılabilir. Bunun yanında temelde şiir ve edebiyat felsefesiyle ilgili, fakat bilim ve bilincin gizeminin de kendini gösterdiği language, truth and poetry ve the architecture of philosophy adlı kitapların da yazarıdır.
Unvan:
Kurgusal Roman Yazarı
Doğum:
Yorkshire,, 21 Ekim 1932
Okurlar
6 okur okudu.
1 okur okuyor.
5 okur okuyacak.
Sözler ve Alıntılar
İnsan yalnızca ekmekle yaşamaz, ruhun da gıdaya ihtiyacı var.
“Doğu’da, tanrısının çok değerli bir heykeline sahip bir adamın hikayesini anlatırlar. Belki altındandı, belki de sadece kendisine değerli geliyordu. Her ne olursa olsun, onu çaldırma korkusuyla bir sandığa kilitliyor ve sadece Kutsal Günlerde tapınmak için çıkarıyordu. Fakat bir sabah sandığı açtığında gördüğü manzara karşısında dövüne dövüne sokaktan aşağı doğru koşmaya başladı: ‘Tanrım çalınmış, tanrım çalınmış!’ ‘O’nu kaybettin mi?’ demiş komşusu, ‘Mükemmel, sonunda O’nu aramaya başlayabileceksin”
makineyi ruh mu yaptı?
" Kara deliklerle dolu bir evrene karşı yıldızlarla süslübir evrenin ortaya çıkma olasılığı 1:1×1.000×1.000.000.000×1.000.000.000 dır. İyi ama evren neden böyle düzenli bir gelişme ve genişleme modelini seçmiştir? Bizler neredeyse imkansız bir evrenin ortasındaki son derece ihtimal dışı bir gezegende oturan kaba birer imkansızlığız."
Sayfa 111 - insan yayınlarıKitabı okudu
Bir yazara göre dil söylenemeyenle yapılan sonsuz bir kavgadır.
İletiler
MATERYALİSTLERİN BÜYÜK ve KORKUNÇ HATASI...
Graham Dunstan Martin: "Gerçekliğe çok acil ihtiyacımız vardır. Felsefelerimiz ve ilimlerimiz, onu terketmişlerdir. İtiraf etmek gerekirse, onu terketmiş gibi gözükmemektedirler, zira zihnin gerçeksizliğini, maddenin ve makinenin gerçekliğini ileri sürmektedirler. Bundan daha gerçek ve daha müşahhas ne olabilir? Ne var ki sırf maddeden söz ediyor diye kişinin gerçeklikten bahsettiğini farzetmek, safsatadan başka bir şey değildir. Gerçi aradığımız ve onu bulduğumuzda materyalizmin -önemli olan tek şeyin madde olduğu doktriniyle birlikte!- yanlış olduğunu görecek; şuurun en az üzerinde dolaştığımız toprak kadar gerçek ve aslında bir anlamda ayaklarımızı bastığımız yer olduğunu anlayacağız. Materyalistlerin büyük ve korkunç hata, "ki bu bütün korkunç hataların en tuhafıdır!- yaptıklarını farkedeceğiz. Zirâ, "madde her şeydir!" şeklindeki tezinin kendi düşüncesinin tecridiyle yapılmış bir yanılma olduğu, garip ama gerçektir..."
Salih Mirzabeyoğlu, 
İman ve Tefekkür, sh 40, 1.Levha, -İmân ve İslâm- (Beden), İBDA Yayınları
RUH-BEDEN ve GERÇEKLİK...
Mağaradaki Gölgeler isimli eserin sahibi Graham Dunstan Martin isimli yazar, Supervielle'in bir hikâyesini tahlil ederken:
- "Supervielle, bedenin kaybının ruh için bir felâket olduğu şeklindeki korkunç düşüncenin taslağını çizen 
Leonardo da Vinci'yle aynı görüşü paylaşır: Ruh, bedenin çürümesiyle asla bozulmaz, fakat o vücutta bir orgun sesinin çıkmasını sağlayan hava gibidir; boru patladığında rüzgârın iyi bir etkide bulunması da sona erer. Ruh bedeniyle birlikte kalmak ister; çünkü bu bedenin uzvî araçları olmadan ne hareket edebilir, ne de bir şey hissedebilir... Hikâyenin mesajı, gerçekliğin en basit ve tanıdık kısımlarının bile zımnî, dille ifâde edilemez, tanımlanamaz olduğu ve gerçeklik hakkında olmayan yazıların gölge oyunundan başka bir şey olmadığı şeklinde ifâde edilebilir. Fakat aynı şey, pek tabiî ki insanın bütün faaliyetleri -sanat ve ilim, felsefe- için de geçerlidir. Eğer bunlar gerçeklikle ilgili değillerse der Supervielle, birbirleriyle konuştuklarını tahayyül eden ölülerin gölgelerinden başka bir şey değillerdir."
Salih Mirzabeyoğlu, İman ve Tefekkür, sh 39-40, 1.Levha, -İmân ve İslâm- (Beden), İBDA Yayınları
PARLAK BİR DÜŞÜNCE...Graham Dunstan Martin:
- "Kâinat, katı bir nesneden çok, maddî olmayan bir parlaklık veya büyük bir makineden ziyâde parlak bir düşüncedir..."
Salih Mirzabeyoğlu, İman ve Tefekkür, sh 287, 5.Levha, -Halk Âlemi Mistiği-, (Şuur-Madde-Ruh) İBDA Yayınları
Yorumlar ve İncelemeler
