Yaşamınız boyunca DNA'nızın başına kötü şeyler gelmektedir. Güneş ışığındaki ultraviyole ışınım yan yana konumdaki T'leri birbirine bağlar. Bu durum düzeltilmezse bir sonraki hücre bölünmesinde kod değişecektir. Benzer şekilde, besin yoluyla vücuda giren her türden toksin, tütün dumanındaki kimyasallar, diğer kanserojen maddeler çifte sarmalın köşesine bucağına ulaşarak onu parçalar ya da kimyasal açıdan değişime uğratırlar.
HIV'in tam olarak anlaşılmasının neden bu kadar zor olduğunu sorarsanız ikna edici üç olasılıkla karşılaşırsınız. Birincisi, virüsün tam da kendisini yok edecek şeye, yani bağışıklık sistemine saldırmasıdır. İkincisi, hem kamuflaj hem de şekil değiştirme ustası olduğundan karşı saldırıları hünerle savuşturur. Üçüncüsü, virüsün insan için yeni olmasıdır. Bu nedenle insanlar, virüsle birlikte yaşamayı sağlayacak etkin bir stratejiyi (genetik açıdan) oluşturacak zamana sahip olamamışlardır.