Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Guglielmo Charchedi

9.0/10
1 Kişi
2
Okunma
0
Beğeni
214
Görüntülenme

Hakkında

Tam adı:
Guglielmo Charchedi
Doğum:
5 Eylül 1938

Okurlar

2 okur okudu.
1 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Sonuç olarak, birçok karşı-eğilime rağmen, bunalımların gelmesi önlenemez. Kapitalist sistem, çevrimsel olarak art arda gelen çöküş, bunalım, derlenip toparlanma ve canlılık dönemlerinden geçerek kendisini yeniden üretir. Ancak bunalımların etkisi, -> teknolojik bakımdan ilerlemiş (emperyalist blok) ülkelerin oluşturduğu blokta daha az hissedilirken, -> teknolojik bakımdan geri kalmış ülkelerde bu etki çok daha yıkıcıdır. Bölüm 4 ve 6 ya bir hazırlık olarak şunu da vurgulamakta yarar var. Teknolojik bakımdan ileri ülkeler, verimlilik artışı sağlayarak elde ettikleri ürünlerin giderek daha fazla bölümünü ihraç ederler. Böylece gerçekleşen değer, diğer ülkelerde üretilen değerdir. Bu durumda söz konusu ileri ülkeler, diğer ülkelerin yarattığı değere el koyma karşılığında bu ihracatla daha büyük bir OKO(ortalama kar oranı) elde etmeyi başarırlar. Teknolojik açıdan geride kalan ülkeler ise ihracatlarını artırmak için devalüasyona başvurabilirler. Bu durumda da ürettikleri değerin bir kısmını elden çıkartmış olurlar.
Sayfa 157 - Yordam kitapKitabı okudu
Gerçekte NATO üyeliği, -yeni üye devletlerin yeniden silahlanması -ve silahlarının NATO silahları ile uyumlu hale getirilmesi demekti. Örneğin yeni üye devletler Sovyet Mig savaş uçakları yerine F-16 bombardıman uçakları almaya başladılar. Üstelik, bir kez bu silahlar satın alındıktan sonra, -bakım, -yedek parçalar -ve yenilemeler için daha da fazla harcamak gerekekecekti. Böylece dünya silah ticaretinin yarısını ellerinde tutan Amerikan askeri sanayi kompleksleri için yeni ve dev bir pazar ortaya çıkmış oldu. Söz konusu ülkeler bu kadar büyük harcamaları yapabilecek durumda olmadıkları için ABD kredilerine başvurdular. Böylece ABD'ye ekonomik bağımlılıkları giderek arttı (Dinucci, 1998b, sf.26). Aynı durum, dev gibi, 'modası geçmiş' silahlarını yenilemesi gerekecek Rusya için de geçerliydi.
Sayfa 330Kitabı okudu
Reklam
Mali piyasalar için Uluslararası Tarife müzakereleri nasıl bir ortamda başladı
(1986-1993) Üçüncü önemli gelişme, başlıca taşımacılık, turizm, telekomünikasyon ve özellikle mali alanlarla ilgili hizmet sektörlerindeki ticaretin payının giderek büyümesiydi... Mali hizmet alanlarının önemi, Finansal piyasaların aşırı büyümesi ile artmıştı. Bu büyüme, genellikle mali piyasaların, işleyişini çok hızlandırıp kolaylaştıran yeni teknolojilere bağlanır. Gerçekte bu dev artışın kökleri; reel ekonomide karlı yeni yatırım olanakları bulamayan çok büyük miktardaki sermayenin, tüm dünyada başıboş biçimde dolaşmasında aranmalıdır. (...) Bu piyasaların sınırlandırılması karşısında bu piyasaların kuralsızlaștırılması, yani kapitalist ülkelerin çıkarları doğrultusunda mali sermaye yatırımının kolaylaştırılması gerekiyordu.
Sayfa 287Kitabı okudu
Avrupa Birliği ve ona bağımlı gelişen doğu avrupa ülkeleri...
1995'te AB'nin MDA(merkezi ve Doğu Avrupa) ülkelerine en önemli ihraç ürünleri; -taşıtlar, sanayi ve elektrik makineleri, -kimyasal ve tıbbi ürünler, -ofis makineleri, bilgisayar, vb.'yi içeriyordu. Bu ülkelerden AB'ye yapılan ihracat ise -tekstil ürünleri, demir-çelik eşyaları, -mobilya, mantar ve ahşap ürünleri, -kömür, kok, tuğla ve ayakkabı, vb. idi. Teknolojik bağımlılık modelinin açık bir örneğidir bu durum.
Sayfa 312Kitabı okudu
Yönetim işlevi nedir?
Bütün bunlar, yönetim işlevini kavramsallaştırmamıza olanak verir. Buysa, hem sermayenin işlevini, hem de işin eşgüdümünün sağlanması ve üretim faktörlerinin birleştirilmesini de içine alan) emek sürecinin birliği türünden emeğin işlevini içerir. Yönetim işlevi, yalnızca kapitalistler tarafından yerine getirilmez. Aynı zaman da kapitalistler tarafından yetki verilen, CEO'dan çeşitli düzeylerde yöneticilere ve denetçilere kadar birçok kişi de bu görevi üstlenir. Diğer insanları (bu kontrol edilenler işçiler olabildiği gibi sermayenin işlevini yerine getiren diğer görevliler de olabilir) kontrol eden bu kişiler, bu görevlerini yerine getirdikleri sürece, hem kullanım değerinin dönüştürülmesine katılmazlar (dolayısıyla değer yaratmazlar) hem de (ticari alanda çalışanlar gibi) onu dönüştürmeksizin kullanım değeriyle ilgilenirler. Onlar yalnızca diğer insanları emeğin ya da sermayenin işlevini yerine getirmeleri için zorlar/ikna ederler. Daha basit bir dille söylersek, eğer birisi kullanım değerinin dönüştürülmesi için başkalarını zorlar/ikna ederse, bu kişi söz konusu dönüştürmeye katılamaz. Bu nedenle, kapitalistler ve sermayenin işlevini yerine getiren kişiler, yalnızca emek işlevinin yerine getirilmesini sağladıkları sürece değer yaratırlar.
Sayfa 120Kitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok