Dünyadaki ve ahiretteki nasibini unutmadan hayatını yaşayan kimse, tabiatına uygun davrandığından dolayı dünyada iç huzuru, ahirette ise mutlu olmanın yolunu bulmuş demektir.
Küfrün ve şirkin zifiri karanlığına kapılıp yoldan azmışlar da Hz. Muhammed' le (sırât-ı müstakîm) yönünü bulurlar. O, zulüm denizinde yoldan sapmışlara pusuladır. Gafiller, o yıldızın nuruyla yola gelir, yola girerler. Yola koyulmak için yıldızı görmek şart, bilmek içinse düşünmek...
Kendi arzu ve özlemlerini tanrı edinen ve (bunun üzerine) Allah'ın (zihninin hidayete kapalı olduğunu) bilerek saptırdığı, kulaklarını ve kalbini mühürlediği ve gözlerinin üzerine bir perde çektiği (insanı) , hiç düşündün mü? Allah'ın (onu terk etmesinden sonra) kim ona doğru yolu gösterebilir? O hâlde hiç düşünüp ders çıkarmaz mısınız?