Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gürer Gülsevin

Gürer GülsevinEski Anadolu Türkçesi yazarı
Yazar
9.4/10
8 Kişi
46
Okunma
10
Beğeni
1.160
Görüntülenme

Hakkında

Prof. Dr. Gürer Gülsevin, 27 Kasım 1961 tarihinde Afyon‟da dünyaya gelmiştir. Nereli olduğu sorulduğunda bu soruya çok zor cevap verdiğini söyleyen Gülsevin, bunun nedenlerini şu şekilde açıklamaktadır: “Annem Afyonlu, fakat babam Kütahyalı. Yani kütüğümüz Kütahya‟da. Babam memur olduğu için Afyon‟a gelmiş; orada annemle tanışmış; evlenmiş ve üç çocuğu da Afyon‟da doğmuş. Kütüğüme bakarsanız Kütahyalıyım demem lazım; ama Kütahya‟da hiç oturmadık. Diğer taraftan Afyon‟da doğmuş olmam dolayısı ile Afyonlu olmuş oluyorum; ama Afyon‟u da bilmiyorum. Bir yaşımda ayrılmışız Afyon‟dan. Kütahya‟yı da bilmiyorum, sadece akraba ziyaretleri için gidip geliyoruz. Kütahyalıyım desem o da eksik olur; çünkü babamın dedesi de Kütahyalı değil. O da Aydın‟dan gelmiş bir Yörük‟tür. Babamın annesi ise Söğüt‟ten medrese tahsili için gelmiş bir ailenin çocuğu. Ben de Ankara‟da yetiştim üniversiteyi bitirinceye kadar. Benim çocuklarım da benim doğduğum yerde doğmadı. Büyüğü Malatya, küçüğü Uşak doğumlu. Böyle olunca biz Türkiye‟nin her yerindeniz. Adettir, bizim gibi zorluk çekenler nereli olduklarını söylerken „Anadoluluyum‟ der. Ben o „Anadoluluyum‟ kelimesini kullanmak istemiyorum. O ifadeyi daha ziyade „Anadolu mozaiktir‟ demek için „Anadoluluyum‟ diyen mozaikçiler kullanıyor. Ben aslen Ötükenliyim diyorum soranlara. Neticede hepimiz Orta Asya‟dan geldiğimiz için aslen Ötükenliyiz. Doğum yerim Afyon, kütüğüm Kütahya‟da. Gidebildiğim en eski yerim dede tarafından Aydın. Aydın‟ın Yörüklerindeniz.” 1979 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi‟nin Türk Dili Kürsüsüne kaydolur. 1983 yılında buradan mezun olan Gülsevin,1985 yılında yüksek lisans tezi olarak “Eski Anadolu (Türkiye) Türkçesinde İsim Çekimi Eklerinin Kullanılışları ve Fonksiyonları”nı çalışmıştır. 1987 yılında yüksek lisansını tamamlayan Gülsevin, aynı yıl doktora eğitimine başlamıştır. Bir yandan da akademik çalışmalarına devam eden Gülsevin, 1995 yılının bahar döneminde girdiği dil sınavını geçmiş ve bir ay içinde doçentliğe başvurmuştur. Doçentlik sınavını da ilk girişinde başarmıştır. Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. Tuncer Gülensoy, Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, Prof. Dr. Hidayet Kemal Bayatlı ve Prof. Dr. Ahmet Topaloğlu‟nun jüri üyesi oldukları sınavda doçent unvanına layık görülen Gülsevin, aynı yıl Uşak Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümüne “Doçent” olarak atanmıştır. 2001 yılına kadar Uşak Eğitim Fakültesi kadrosunda çalışan Gülsevin, bu süre zarfında Bölüm Başkanlığı görevini de yürütmüştür. 08 Şubat 2001 tarihinde “profesör” olmuş ve profesör unvanını almasından kısa bir süre sonra, 16 Mart 2001 tarihinde, aynı yıl kurulan Uşak Fen-Edebiyat Fakültesine kurucu dekan olarak atanmıştır. Binası, öğretim üyesi, hatta kendi odası bile olmayan bir fakülteye dekan olarak atanmanın bütün zorluklarının altından başarıyla kalkan Gülsevin, üç yıllık dekanlık görevi sırasında Uşak Fen-Edebiyat Fakültesine pek çok bölüm ve öğretim üyesi kazandırmış ve fakülteyi bugünkü hâline getirmiştir. 11 yıl Uşak‟ta çalıştıktan sonra, 2004 yılının Ağustos ayında Ege Üniversitesi, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dili ve Lehçeleri Bölümüne profesör olarak geçiş yapmıştır. 2004 yılından bu yana bu bölümde pek çok yüksek lisans ve doktora öğrencisi yetiştiren Gülsevin, lisans öğrencilerinden de kopamamıştır. Gülsevin, dönem dönem Adnan Menderes ve Celal Bayar Üniversitelerinde de lisans, yüksek lisans ve doktora derslerine girmektedir.
Unvan:
Profesör Doktor
Doğum:
Afyon, Türkiye, 27 Kasım 1961

Okurlar

10 okur beğendi.
46 okur okudu.
1 okur okuyor.
16 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yeryüzünde yabancı dille öğretim yapan hiçbir ileri Dünya ülkesi yoktur. Sadece üçüncü dünya ülkeleri olarak sınıflandırılan Arnavutluk, Bulgaristan, Gana, Uganda, Tazanya, Pakistan. Bunlara bir de Türkiye eklenmiştir.
Orta ve yüksek öğretim öğrencileri sanki ana dilleriyle düşünmeyi ve konuşmayı halletmiş de medeniliğin(!) ve çağdaşlığın(!) önemli bir ölçüsüymüş gibi kabul edilen ana dillerinden başka bir dille düşünmeye ve konuşmaya zorlanmaktadır. Çünkü Türkiye'de Türkçeden başka bir dili konuşuyor olmak, gereğinden çok ve başka şeyler ifade ediyor: Modern insan, çağdaş insan, ilerici insan, kabuğunu kırmış insan vb. Oysa "yabancı dille" öğretelim derken ne kadar çok vakit ve ne kadar çok nakit kaybediliyor bir hesaplansa...
Reklam
Sağlıklı beyinler...
Bugün "bilgisayar" ve "buzdolabı" kelimeleri tutunmuştur ve sağlıklı beyine sahip hiçbir Türk'ün bunların yerine "computer" , "refrigerator" demesi beklenemez.
Gürer Gülsevin
Gürer Gülsevin

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok