“Bir gün kocasına, yarım bardak dolusu Fransız rakısını içebileceğini iddia etti. Charles'ın da budalalık edip: "Yapamazsın!" demesi üzerine rakıyı dikiverdi.”
Amerika: Adaletsizliğe iyi bir örnek. Kristof Kolomb tarafından keşfedilmiş ama adını Amerigo Vespucci'den almıştır. -Self government [kendi kendini yönetme, özerklik] üstüne uzunca bir söylev vermeli.
Bazen insan bir kitapta kendinin de aklından geçmiş bir fikre, tâ derinden hatıra gelen silinmiş bir hayale rastgelir ki bu, en ince hissinizi anlatıyor sanırsınız.
Ondan ayrılmış olmasına rağmen, bırakıp gitmemişti, hâlâ oradaydı, evin duvarlarında hâlâ onun gölgesi vardı. Emma, onun yürümüş olduğu bu halılardan, onun oturmuş olduğu şu boş iskemlelerden, koltuklardan gözünü ayıramıyordu. Irmak hâlâ akıyor, küçük dalgalarını kaygan sahil boyunca sürüp duruyordu. Oralarda, yosun tutmuş çakıllar üzerinde kaç defa beraberce gezip suların şırıltısını, şimdi duyduğu şırıltıyı dinlemişlerdi!.. Ne güzel güneşli günler görmüşlerdi!..
Merak. Birine karşı, ansızın, bir merak duymaya başlarsınız, korkunç bir merak. Onu tanımak, onunla doğmak, dünyaya onunla yeniden gelmek tek amacınız haline gelir. Aşka en uzak cümle, senden nefret ediyorum değil, bilmek istemiyorumdur.
Artık konuşmuyorlardı. Yalnız, birbirlerine bakarken, kafalarının içinde bir gürültü duyar gibi oluyorlar birbirlerine dikilmiş gözbebeklerinden karşılıklı birer sesli şey kaçmıştı sanki. El ele tutuşmuşlardı. Geçmiş günler, gelecek günler, anılar, düşler...hepsi bu kendinden geçmenin tatlılığı içinde birbirine karışmıştı.
Onun sandığına göre aşk, şimşek parıltıları ve gök gürültüleri ile kendini birdenbire gösterir, göklerden düşüp hayatı altüst eden, iradelerimizi birer yaprak gibi söken, bütün kalbi uçuruma sürükleyen bir kasırgaya benzerdi. Bilmiyordu ki, evlerin taraçalarında oluklar tıkalı ise, hafif yağmurdan da göller hasıl olur... Böylece kalbi huzur içinde yaşayıp gidecekti ama, bir gün, duvarda bir çatlak olduğunu seziverdi.
hayatla ilişiği olmayan ve ender oldukları için çiçek gibi bakıp yetiştirdiğimiz saf hislerden biridir; ona kavuşmanın vereceği zevk, onu kaybetmekten meydana gelecek acının yanında hiç kalır.