Guy Finley 22 Şubat 1949 yılında Amerika'da dünyaya geldi. Söz yazarı, müzisyen ve yazardır. Ünlü konuşmacı Larry Finley'in oğlu olan Guy Finley Kaliforniya'da büyüdü. Yazarın arkadaşlarının bir çoğu ünlülerin çocuklarıydı.
Genç yaşlarında müzik kariyerine devam etme kararı aldı. Motown Records etiketi altında ilk beyaz rock sanatçısı oldu. Müzik kariyerinin yanı sıra TV şovları düzenledi. Profesyonel iş yaşamında büyüyen servetine rağmen yaşamında bir şeylerin eksik olduğunu anladı.
Bu boşluğu doldurmak için müziği terk etti ve Uzak Doğu ve Hindistan'da ruhsal öğretileri incelemeye gitti. Bu manevi arayış onu ABD'de Nevada'da New Life Vakfında manevi öğretmen olan Vernon Howard'da kendini adadı. Yazma kariyeri böylelikle başladı. 1990'lı yıllarda manevi rehberlik alanında kitap yazmaya başladı.
Öğretileri Hristiyan mistisizm, Doğu Felsefeleri, Jung Psikolojisi oldu. New Life vakfında manevi öğreticilik yapıyordu. Alanında 15'den fazla kitaba imza attı ayrıca 4'den fazla e-kitabı çıkarıldı.
Korktuğunuz hiçbir zaman başka birisi değildi. Sizi her zaman korkutan tek şey, bu kişi hakkında KENDİ DÜŞÜNCELERİNİZ.
Hissettiğiniz korku, onun sizin hakkınızda düşündüğünü DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ şeyde.
Sizi inciten her neyse, onu başkasına yapmayın.
Size acı veren bir şeyle başkasını incitmeyin.
Kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyleri başkasına yapmayın.
İçimdeki gerçek beni uyandıran... tekrar tekrar okuyabileceğim, okurken huzura erdiğim ve sanki dik durup kollarımı omuzlarımı şöyle bir geriye çekip rahatlayıp daha dik durabildiğim hissini uyandıran kitap. Tek kelime söylemem gerekiyorsa "okuyun". Bu kitabın adı fark edebilmek, bulabilmek, yok sayabilmek, vazgeçebilmek hepsi olabilir, güzel hissedeceksiniz.
VazgeçebilmekGuy Finley · Destek Yayınları · 20203,919 okunma
VAZGEÇMEK iki tarafı keskin bıçak gibidir, kanaya kanata acıyı çekerken, açılan yaraları da ileştirip kabuklanmasına izin vermektir.
Hayattımız da bizi üzen yıpratan her şey de ısrarcı olduğumuz sürece sonucun da hasadı mutsuzluk oluyor.
Peki gerçekten bu derece zormudur vazgeçmek? Yoksa onu zor yapan sadece bizlerin algısı mıdır? Bizler aslında vazgeçmeyi hemen "kaybetmek" ile eş tutarız değil mi? Vazgeçmek demek, yani bir şeyi bırakabilmek demek aynı zamanda onu.
VAZGEÇMEK
"süregelmekte olanın" muhteşem bir değişikliğidir. Yani var olanı bırakabilmektir. Bırakmak demek, ondan ayrılmaktır, ondan bağımsız hale gelmektir, yani ondan daha ileriye geçebilmektir... İşte vazgeçmek bu noktada başlar, artık kendimizi tanımladığımız şeyler içerisinde o şeyi bulamaz oluruz, çoktan gitmiştir... Aynı şekilde biz de farklı bir yöne savrulmuşuzdur; yani "değişim" gerçekleşmiştir; bırakmışlık, vazgeçmişlik ve işte "vazgeçebilmiş" halimizdeyizdir...
Bu yüzden aslında hayatta kaybetmek veya kazanmak olduğunu düşündüğümüzde kendimize veya başkalarına haksızlık etmekteyiz. Hayat bir akış halinde bazı yol ayrımları önümüze çıkardığında evet seçimler yapmak zorunda kalıyoruz. Bazen bu seçimler hiç de kolay olmuyor. Fakat vazgeçmek artık bize hizmet etmeyen yolları yürümektense yepyeni bir yolun "mümkün" olduğunu görmek demek. Vazgeçmek aslında ellerimizi kesen bir ipi bırakmak ve yaralarımızın "iyileşmesine" kendi kendimize izin verebilmek demek... Ve vazgeçmek evet her ne kadar o an acı verici gibi görünse de oluşa "kabul verebilmek" demektir.
VazgeçebilmekGuy Finley · Destek Yayınları · 20203,919 okunma
Sevmek,sevilebilmek,sevilmek! Ne kadar anlamlı, su gibi ihtiyacımız var değil mi? Bir şeyleri veya birilerini sevince güzelleşiyoruz. Sevince ruhumuz gençleşiyor. Midemizdeki kelebekler ve o kalbimizdeki koruduğumuz çocuk dans ediyor. Sınırsızca, doludizgin, anı yaşayarak sevmeliyiz. Cömertçe, pişman olmadan, kıyaslamadan, kimseye hesap vermeden