Mağazalar kalabalık, reyonlar sıkışık, her yer çanta dolu. Ama etrafta çanta arayan babalar yok. Çünkü bir çantanın hayalini uykularına taşıyan çocuklar yok.
Peki iki bin yılda değişen neydi? Yoksa biz, belleğimizin enkazından kurtardıklarımızı, bilinmezliğin tünelinden çıkardığımız umut cilalarıyla parlatıp yeni dünyalar mı keşfetmeye uğraşıyorduk?