Tasavvufta mânevi hallerden sayılan “vakt”, mâzi ile istikbal arasındaki zaman dilimidir. Geçmiş zaman ile gelecek zaman arasında alınan nefestir . Cüneyd-i Bağdadî’ye göre vakt, kulun kendini bilmesi , Rabbına muvafakat etmesi, vaktinin gayrısiyle bulunmamasıdır.Her anı, her günü, o ânın ve günün şartlarına göre yaşamak, diye özetlenebilecek bu ilkeyi Mevlânâ şöyle seslendirir:
“Her gün bir yere konup geçmek, akarsu gibi bulanmamak, donmaktan kurtulmak ne hoştur. Dün de geçti, düne âid söz de dün gibi gelip geçti. Bu gün yeni bir söz söylemek gerek.”
Kendisinden(Mâlik Bin Dinar) dua talebi ile yanına gelen zamanın idarecilerin şöyle derdi:
“Sizin için nasıl dua edeyim ki, bin bir kişi size beddua ediyor.”