Hacı Ahmet Sezikli

Hacı Ahmet SezikliHz. Peygamberler Devrinde Nifak Hareketleri yazarı
Yazar
9.0/10
3 Kişi
7
Okunma
0
Beğeni
671
Görüntülenme

Hakkında

1949 yılında Çorum'da doğdu. İlköğrenimini Çorum Bahçelievler İlkokulu'nda, orta öğrenimini 1969 yılında Çorum İmam-Hatip Okulu ve 1970 yılında Çorum Lisesi'nde tamamladı. 1973 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nden mezun oldu. 1973-1982 yılları arasında Çorum İmam-Hatip Lisesi'nde meslek dersleri öğretmenliği ve Müdür yardımcılığı görevlerini yürüttü. 1982 yılında Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesine araştırma görevlisi olarak girdi. 1984 yılında Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'de Yüksek Lisansını, 1990 yılında da doktorasını tamamladı. 1991 yılında Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde İslam Tarihi Bilim Dalında Yardımcı Doçent oldu ve 1993 yılına kadar aynı yerde görevine devam etti.1993-2007 yılları arasında Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Kurucu Dekan Vekilliği ve Dekan Yardımcılığı görevlerini yürüten Sezikli, halen Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyeliği görevine devam etmektedir.
Unvan:
Akademisyen
Doğum:
Çorum, Türkiye, 1949

Okurlar

7 okur okudu.
3 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Okuyunuz Lütfen.
Hz. Peygamber'in nifak üzerinde titizlikle durması ve nâzil olan âyetlerin münafıklar hakkında verilecek cezanın şiddetini bildirmesi, diğer taraftan nifaktaki gizlilik,.. Hepsi, sahâbeyi iman konusunda titizliğe sevkediyordu. Nitekim, Ebu Âmir'in oğlu, İbn Ubeyy'in damadı, gasîlü'l-meläike olan Hanzala bile nifaktan korkusu neticesi kendinden şüphe etmeye başladı. Hanzala'ya göre, dünya işlerine dalmak bir tür nifaktı. O, Hz. Peygamber'in sohbetinde bulduğu manevî lezzeti sürekli hissetmek istiyordu. Bu manevi hazzın elden kaçmasına tahammül edemeyen Hanzala, yolda hatırını soran Hz. Ebu Bekir'e şöyle cevap verdi: "Hanzala münafık oldu". Hz. Ebu Bekir şaşırdı. Beraberce Hz. Peygamber'e geldiklerinde Hanzala halini şöyle arzetti: "Ya Rasulallah! Senin yanında bulunuyoruz. Bize cenneti ve cehennemi hatırlatıyorsun. O derece ki, gözümüzle görmüş gibi oluyoruz. Senin yanından çıktığımız vakit zevcelerle, çocuklarla ve geçim dalgalarıyla meşgul oluyoruz. Çok şey unuttuk". Bunun üzerine Hz. Peygamber, "Nefsim yedi kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, siz benim yanımda bulunduğunuz hal üzere zikretmeye devam etseniz, sizinle melekler döşeklerinizde ve yollarınızda musafaha ederler. Fakat ey Hanzala! Bazı zaman şöyle, bazı zaman böyle!" buyurdu ve bunu üç kere tekrarladı.
Sayfa 207Kitabı okudu
Tebük gazasının bir adı da, "Gazvetü'l-Fâdıha: Rüsvaylık gazvesi"dir. Bu ismin verilmesinin sebebi, Tebük seferi kadar hiçbir gazada, münafıkların melanetlerinin Kur'ân ayetleriyle günü gününe, bu kadar geniş teşhir edilmemiş olmasıdır. Bu cihetle, münafıkların iç yüzlerinin ve kötülüklerinin teşhir edildiği gaza demektir. Ayrıca Tebük'te münafıklar, nifaklarını olanca güçleriyle ortaya dökmüşler, fakat hiçbir başarı sağlamayarak rezil rüsvay olmuşlardır. Bundan kinâye olarak ve münafıkların bu seferde rezil olduklarını belirtmek için "Fâdıha gazası" adı verilmiştir.
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Kur'ân'a göre, zayıf imanlıların bir zarara, belâ ve sıkıntıya uğramaları, menfaat duygularını harekete geçirip nifaka düşmelerine sebep olmaktadır.
Sayfa 136Kitabı okudu
Imanından şüphe edilen müslümanlar hakkında münafık tabirini kullanmanın sakıncalı olacağını haber veren Hz. Peygamber, "Onun kalbini yarıp baktın mı?" şeklindeki sözüyle ashâbı uyarmıştır.
Sayfa 206Kitabı okudu
İslâm tarihinde nifak hareketleri, Hz. Peygamber'in Medine'ye hicretini müteakip ortaya çıkmıştır. Kur'ân-ı Kerim'de, münafıklarla ilgili âyetlerin Medine devrinde nâzil olması bize, nifak hareketlerinin bu dönemde başladığını gösteren en kuvvetli delildir.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok