Hacı Mehmed Necib Efendi

Hacı Mehmed Necib Efendiİnanç Hazinesi yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
7
Okunma
0
Beğeni
263
Görüntülenme

Hacı Mehmed Necib Efendi Sözleri ve Alıntıları

Hacı Mehmed Necib Efendi sözleri ve alıntılarını, Hacı Mehmed Necib Efendi kitap alıntılarını, Hacı Mehmed Necib Efendi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Eğer yerde ve gökte Allah'tan başka ilahlar olsaydı, kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu." (Enbiya 22)
Sayfa 63
İmandan sonra en faziletli amel namazdır. Çünkü Kuran'ı Kerim ve sünnet-i seniyyede imanın ikincisi namaz olarak zikredilmiştir. "Onlar gaybe iman edip namazı dosdoğru kılarlar." (Bakara, 2/3)
Sayfa 116
Reklam
Mekke-i Mükerremedeki Mescid-i Haram'ın ortasında bulunan, Beytullah denilen mübarek yerin arsası ehli İslam'ın kıblesidir. Yani bu mübarek yerin semaya kadar olan havası ve yerin sonuna kadar olan mevkii kıbledir. Bundan dolayı dağın tepesinde namaz kılan bir müminin kıblesi Beytullah olduğu gibi arzın altında bir kuyuda namaz kılan kimsenin de kıblesi Beytullah olur. Beytullah'ın binası başka beldeye götürülse kıblegâh olamaz. Çünkü ehli imanın kıblesi olan Beytullah, açıklandığı ve tarif edildiği üzere Harem-i Şerif içerisindeki mübarek arsadır.
Sayfa 142
Ulu’l-Azm Peygamberler büyük belâ ve musibetlere maruz kalmış, sabırlı kimselerdir. Bunların en meşhurları: 1. Hz. Nuh 2. Hz. İbrahim 3. Hz. Musa 4. Hz. İsa 5. Hz. Muhammed (as.)
Sayfa 88
... yaratılmış olanların ve alemde görülen düzen ile akılları hayrete düşüren maden, bitki ve hayvanların şöyle bir gözden geçirilmesi, Allah Teala'nın ilim ve hikmetinin herkes tarafından ikrar edilmesini mecbur kılar. Biraz daha derinlemesine düşünüp bilim insanlarının araştırmalarına bakanlar ise bu hakikati bir kat daha aydınlık şekilde görürler.
Sayfa 63
Ezeli kelama delalet eden kelam-ı lafzi, vahiy ile indirilmiştir. Çeşitli okuyuşlar üzerine tilavet edilir; ses ve harfler ile talim olunur ve bilinir/öğrenilir. Bunlar mahluktur. Kuran-ı Kerim'in manasıyla bu harf ve lafızların mebde ve medlulü olan Kuranî manalar kelam-ı zatîdir. İşte bu mana itibariyle Kuran-ı Kerim mahluk olmayıp kadimdir.
Sayfa 71
Reklam
"Oruç ve namaz vicdanidir, şöyledir, böyledir" diyerek tembellik ve gaflet gibi günahları kazanırlar. Velev ki onların dediği gibi namaz ve oruç vicdani emirler olsun. O zaman onlar kendilerine bunca nimeti lutfeden rablerine karşı gelip hayvanlar gibi sadece yiyip içmek ve gezmek gibi işlerle hayatlarını geçirmiş olurlar. Yaratıcılarına kulluğu makul görmeyip, efendilerine isyan eden bu fikirsizler, akl-ı selim sahipleri nazarında eleştirilmeyi hak etmişlerdir.
Sayfa 44
"Adem-i vukuf, adem-i vukuu icap etmez." Bir şeye vakıf olmamak, o şeyin olmadığı anlamına gelmez (var olmamasını gerektirmez).
Sayfa 100
Namaz, nimetlere şükürdür. İnsanlar tarafından bir fincan kahve veya bir bardak su ikram edildiğinde, “Teşekkür ederim” demenin gerekliliği hususunda akıl sahipleri hemfikirdir. Bu güzel görülsün de bütün nimetlerin hakiki sahibi olan Kerîm-i zü’l-celal ve’l cemâl hazretlerine karşı acizane şükrünü eda ile vazifesini bilen, namaz kılan müminler bazı densizler tarafından, “Namazcılar” şeklinde alaya alınsın! Ne garip bir hâl ve ne acayip bir söz! Ey hayâ ve edep! Bu kimselere de uğra! Zira bunlar da insandır.
Sayfa 123
HAŞİR Başlangıçta ilk yaratmayı nasıl yaptıysak, üzerimize aldığımız bir vaat olarak onu yine yapacağız. ( Enbiya 21/104)
Reklam
Seferde kişi ne kadar rahat olursa olsun dört rekatlı farzları iki rekat olarak kılmalıdır. Şayet kişi seferde iken farz namazı (bilerek) dört rekat olarak kılarsa, (Hanefi mezhebine göre vacibi terkettiği için) günahkar olur.
Sayfa 135
“Ey iman edenler! Sizden olmayanları sırdaş edinmeyin, onlar size kötülük yapmaktan geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların ağızlarından nefret taşmaktadır; kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür. Gerçekten size delilleri açıklamışızdır, eğer düşünüyorsanız! Size gelince, bakın siz onları seviyorsunuz, ama onlar sizi sevmiyorlar. Siz kitabın tamamına inanıyorsunuz; onlar sizinle karşılaştıkları zaman “inandık” diyorlar; yalnız kaldıklarında ise size karşı öfkelerinden parmaklarını ısırıyorlar. De ki: “Öfkenizden çatlayın!” Şüphesiz Allah kalplerde olanı bilmektedir. Size bir iyilik gelirse bu onları üzer, ama başınıza bir kötülük gelse buna sevinirler. Eğer sabreder ve sakınırsanız, onların tuzağı size hiçbir zarar vermez. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.” (Âli İmran 3/118-120)
Sayfa 156
“Gücünüz yettiği kadar güç hazırlayın” (Enfal 8/60) ayet-i kerimesi ve “Dikkat edin, güç (ok) atmaktadır.” [Müslim, İmare, 52 (nr. 167); Ebu Davud, Cihad, 24 (nr. 2514); İbn Mace, Cihad, 19 (nr. 2813)] hadis-i şerifi, savunma ve saldırma gücü atıcılık ilmi ile mümkün olduğu için “kuvvet”e tahsis edilmiştir. Dolayısıyla müslümanlar atıcılık ilmiyle sorumlu oldukları gibi aynı zamanda yüzmek sanatını da öğrenmelidirler ki bunlar sünnettir. Onun için oyunların hepsi yasak olduğu halde Müslüman'ın silahıyla, atıyla ve eşiyle meşgul olması yasak değildir. Zira bunlarda neslin çoğalması, dinin korunması ve menfaatin temin edilmesi söz konusudur.
Sayfa 155
Kameri aylar otuz gün olduğu gibi bazen de yirmi dokuz olur. Resul-i Ekrem (s.a.v) dördü yirmi dokuz, beşi otuz olmak üzere dokuz ramazan orucu tuttular. ... Hilal görülmezse şaban-ı şerif otuz güne tamamlanır ve ertesi gün ramazan-ı şerif başlamış olur. Yani müslümanlar bu günde oruç tutarlar.
Sayfa 137
Bir hadis-i şerifte dinini ve memleketini, kısaca ilâ-yi kelimetullah uğrunda harp alet ve edevatının bir tanesini kullanmada üç kimseyi, Cenab-ı Hakk'ın cennete koyacağı ifade edilmektedir. Onlardan biri, Allah rızası için savaş aleti yapan, ikincisi atan, üçüncüsü ise atana malzemeyi veren kimsedir. Aynı şekilde bir başka hadis-i şerifte savaş usulünü yani atış tekniklerini öğrendikten sonra unutarak onu terk edenlerin küfran-ı nimet etmiş kimseler gibi azaba duçar olacakları bildirilmektedir.
Sayfa 154
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.