60 okunma, 1 beğeni - Hakan Yurtseven kitapları, eserleri, Hakan Yurtseven kimdir, öz geçmişi, Hakan Yurtseven nereli gibi bilgiler, kitap incelemeleri ile yorumları, Hakan Yurtseven sözleri ve alıntıları detaylı profili ile 1000Kitap'ta.
Heyecan ve merak dolu macera kaldığı yerden devam ediyor. İdam mahkumlarına son bir şans vermek için bölünmüş ve içeri giren herkesin ortadan kaybolduğu sislerle kaplı şehirdeki düğümler bu kitapta tek tek çözülüyor. Bir tarafta güç gösterileri yapanlar bir tarafta özgürlük için savaşanlar varken bu kaosta hakimiyetini kurmak isteyen bir Şerif Frederic de vardır.
Dini kendi isteklerine alet eden rahipler de bu Savaşı’ın içinde oldukça önemli bir yere sahiptiler.
Bir grup asinin fedakarlıkları üzerinde yükselen Direniş cephesi, başrahip Giordillo’nun politikalarıyla aradan sıyrılıp gücünü daha da arttırmayı planlayan Tarikat, kanun dışı silahı Kahna vasıtasıyla hem Tarikat’i hem de Direniş’i yok edip gücü tamamen kendi eline geçirmeyi hedefleyen Şerif Frederick, yaklaşmakta olan savaşı koklasa da henüz pozisyon almamış olan diğer
şerifler, tahtadaki tüm bu taşların arasına dışarıdan yerleştirilmiş olan yetenekli bir infazcı ve de oyunun tam da orta yerine balıklama dalmak üzere olduğundan habersiz, hafızasını kaybetmiş olan bir asker… Tüm bunların arasında dünya dışı varlıklar ,büyücüler ve farklı yaratıklar da olaylara karışıyor…
Fantastik bir kurgunun içinde kendinizi zekice yerleştirilmiş karakterlerden biri yerine koyup yazılanları yaşayabilir ve büyülü bir dünyaya yolculuk yapabilirsiniz. Roman, adeta bir film tadında diyebilirim.
Umarım yazarlarımız bizleri fazla bekletmeden devam kitabını bir an önce yazarlar. Keyifli okumalar.
SİSLER ŞEHRİ
KISIM II
Vahşiler,
Kansızlar,
Kan Tazısı,
Lupus ,
Talpa,
Aylak,
Provokatör,
Canavarımsı...
Eski Dünya'nın en güçlü büyü kullanıcıları Druidler,zihnin çeşitli şekillerde mümkün kılan Zihinbazlık,kumun gün içindeki hareketlerini okuma konusunda uzmanlaşmış Çöl Kolcuları,Vahşi Büyüler; aksiyon,distopya,gerilim dolu başdöndürücü bir kurgu .
Terk edilmiş şehir;idam mahkumlarına son bir şans vermek için sekiz sektöre ayrılmıştı. Şehrin yedinci sektöründe hükümlülerin sıkı bir askeri denetimle yaşadığı bölge kimsenin içine girip çıkamadığı bir sis tabakasına dönüşür. Bir yanda güç diğer yanda özgürlük için savaşılırken her iki kesimide yok edip gücü eline geçirmek isteyen Şerif Frederick çıkıyor karşımıza.
Halka yön veren rahipler ,halkı kendi istediği şekilde yöneten şerifler ve halkı özgürlüğüne kavuşturmak isteyen Direnişçiler .
Oluşturulan fantastik dünyada roller dağıtılmış, karakterler ete kemiğe büründürülmüş. Ne kadar fantastik bir dünya olsa da yaşananlar hiç yabancı gelmiyor nedense.Tarikat kisvesi altında güçlerine güç katmak isteyenler din adamları ,bir grup asi ve dışlanmışların özgürlük mücadelesi onlara karşı tek adam olarak tüm gücü kendinde toplamak isteyen Şerif Frederick çok tanıdık karakterler değil mi ?
Zengin karakterleri ve derin kurgusuyla okuyucuları etkisi altına almayı başaran Sisler Şehri Kısım II oldukça sıradışı bir seriydi.Okuru usta anlatımıyla kurgunun içine çekerken,eşsiz bir keyif veriyor. Yazarlarımızı yürekten kutluyorum kalemleri daim olsun.
Gör bak ne yapıyorlar?
Sahibinmiş gibi davranıyorlar
Attığın her adımda izleniyorsun
Sanıyor musun ki özgürsün sen?
Xxx
Bakışları hep senin üzerinde
Nefesleri sürekli ensende
Kosuyorsun ama kaçamayacaksın
Boynunda bir tasma, ipi onların elinde
Xxx
Kopar at boynuna geçirdikleri tasmayı
Köpek değilsin sen, kederle çırpınan bir melek
Bizle beraber aç simsiyah kanatlarını
Tum vahşiliğinle haykır ve öfkeni serbest bırak
Xxx
Önemli olan inancını kaybetmemen
Olacak yanında savaşçı melekler
Göreceksin bitecek bu düzen
Yenilecek seni kontrol edenler
“Mavi Güneş’i takip et. Bir yere kadar. Sonuna dek ona güvenirsen seni sahte umutlara götürecek. Güneşe yüz çevireceğin noktayı doğru seçmen gerekiyor. Gagasını güneşe sürten kargayı taşlaşmış hâlde bulduğunda aradığını da bulmuş olacaksın.”
Bir hazretlerine baktım, bir de şominede yanan biçimsiz kütüğe.
Dedim ki kusuruna bakmayınız efendim, kendileri biraz yontulmamis galiba,
Bir hayli de kaba.
Asla bilemedim kütük özrümü kabul etmiş miydi acaba?