Haldun Gülalp

Haldun GülalpKimlikler Siyaseti yazarı
Yazar
7.9/10
10 Kişi
33
Okunma
0
Beğeni
1.058
Görüntülenme

Hakkında

1951 doğumlu. Türkiye'de, İngiltere'de ve ABD'de ekonomi, siyaset bilimi ve sosyoloji dallarında eğitim gördü. ODTÜ'de ve ABD'nin çeşitli üniversitelerinde dersler verdi. Gelişme sosyolojisi, siyasal iktisat, devlet-sınıf ilişkileri ve sosyal teori konularında çok sayıda çalışmaları yayımlandı. Halen Boğaziçi Üniversitesi, Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesidir. Yayımlanmış kitapları şunlardır: Yeni Emperyalizm Teorilerinin Eleştirisi, Birikim, 1979; Gelişme Stratejileri ve Gelişme Ideolojileri, Yurt, 1983; Kapitalizm, Sınıflar ve Devlet, Belge, 1993, Kimlikler Siyaseti, Metis 2003.
Unvan:
Türk Sosyolog
Doğum:
1951

Okurlar

33 okur okudu.
5 okur okuyor.
37 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Dinin Siyasallasmasi/Kemalizmin Dinlestirilmesi
Türkiye'de Kemalizm ile İslamcılık arasındaki çekişmenin bir kaynağının İslamiyetin siyasallaştırılması olduğunu daha önce belirt- miştik. Fakat bunun bir diğer kaynağı da Kemalizm'in bir tür din gibi yorumlanmasıdır. Türkiye'de ulus-devletin yaratılması sırasında din kamusal alanın ve siyasetin merkezinde yer alıyordu. Kemalizm ken- dini din tarafından işgal edilen bu merkezi alana sokmaya ve dini de özel alanla sınırlı tutmaya çalıştı. Kemalizm'in din ile ilgili projesi, inancı kişisel bir konu haline dönüştüren Protestan devrimini Türkiye şartlarında yinelemekti. Kemalizm bunu, dinin siyasi rolünü baskı al- tına alıp kamusal görünümünü devletin düzenleyici eline bırakarak yapmaya çalıştı (bkz. Keddie, 1997). Dolayısıyla Türkiye'de siyasal sekülerleşme, düşünsel sekülerleşmeyi dışlayan bir biçimde gerçek- leşti; çünkü kutsal ve sorgulanamaz olan İslami doğruların yerini yi- ne kutsal ve sorgulanamaz olan Kemalist doğrular almıştı. Bu durum, Türkiye'de demokrasinin kurulması ve sürdürülmesi konusunda so- runlara yol açmıştır.
Refahin basarisi, kismen, 1990'larda, CHP'nin 1970'lerde oynadıgi rolü oynamış olmasıyla açıklanabilir. Refah, eskiden "sosyal de mokratlar in kalesi olan yoksul mahallelerde hızla büyümüştür (Ça kar, 1994: 224-6). Devletçilik, kalkınmacılık ve sosyalizm gibi modermist ideolojilerin gerilemesiyle oluşan boşluğu dolduran Refah, modernizm-sonrası bir "adalet" anlayışını temsil etmiştir. Bu temsil, sadece ideolojik söylem düzeyinde kalmamış, daha somut olarak, yr kılan refah devletinin bazı işlevleri yerel dini örgür'enmeler ve vakıf- lar tarafından üstlenilmiştir. Kentlerin yoksul mahallelerinde halka yardım için çalışan bu örgütlenmeler, İslamcı siyasal hareketin destek kazanmasına katkıda bulunmuşlardır (Çakır, 1990: 281). Bu durum Refahin özellikle yerel seçimlerdeki başarısında etkili olmuştur
Reklam
..., 11 Eylül olayı bir anda sadece İslamcılığı değil tüm Müslüman dünyayı iki kutuplu bir dünyanın karşı ve üstelik zayıf kut bu haline dönüştürdü. Aslında bir medeniyetler çatışmasının söz ko- nusu olmadığı, olayın basit bir hegemonya projesinin "terörizm" ba hanesiyle meşrulaştırılması olduğu da söylenebilir. Müslüman dünya- da bu tuzağa düşüp medeniyetler çatışmasını ciddiye alanlar mutlaka olacaktır. Ancak gerek Türkiye'de gerek başka Müslüman ülkelerde görüldüğü kadarıyla, liberal eğilimler daha ağır basacak, şimdilerde başlamış olan Müslümanlığın liberal özellikler taşıdığı argümanı daha da yaygınlık kazanacaktır
Dolayısıyla onların maddi çıkarları statü hiyerarşisinde- ki konumlarıyla ilgilidir. Ana toplumsal sınıflar arasındaki ayrım üre- tim araçları üzerindeki mülkiyet anlamında parasal sermaye tarafın- dan belirlenirken, profesyonel ara kesimin katmanlaşmasını belirle- yen şey "kültürel" sermayedir. Kültürel sermayeye dayanan statü kat- manlaşması, genelde toplumsal olarak içine kapanma yoluyla gerçek- leşir. Yani, "sizden olmayanı" aranıza almayarak, sahip olduğunuz kültürel sermayeye dayalı statünüzü korumaya çalışırsınız. Kimlik hareketlerinin oluşumundaki temel ivme, buna meydan okuyabilecek bir karşı-kültürel dayanışma ağının örülmesi çabasıdır. Postmodern durumun bir göstergesi olarak kabul edilen kültür savaşları, en azın- dan kısmen bu statü mücadelesinden kaynaklanır
Sayfa 126Kitabı okudu
Başörtüsünü dini bir zorunluluk olarak görenlerin konuya böyle yaklaşmalarında şaşılacak bir şey olmayabilir; ama karşı taraftaki la- iklik yanlısı iddialar da kendi içinde aynı ölçüde dini bir görünüm ta- şımaktadırlar. Laiklik yanlısı olduğunu öne süren tarafın fikirlerine şöyle bir göz atmak bile üniversitelerdeki başörtüsü yasağının sağlam bir siyasi muhakeme veya etik ilkeden çok, bazı sorgulanamaz doğ- ruların varlığına yönelik bir inanç üzerine kurulu olduğunu göstere- cektir
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Sivil itaatsizlik Cogito dan geldigim bir kitap.Ozellikle Ak partinin buralara gelme surecini merak ettigim icin okudum.Tepeden inme baskilarin her zaman bilinmeyene gittigini akademik bir anlatiyla anlayabiliyoruz.Kucumsenen ,yok sayilan halk her zaman "kendince"bir cikis yolu buluyor ve bu yol ongorulemiyor ve tarihten silinen kendi cikarlaribi savunan siyasi partiler ardindan bakiyor.Kesinlikle tavsiye ederim,okunmali...
Kimlikler Siyaseti
Kimlikler SiyasetiHaldun Gülalp · Metis Yayıncılık · 201415 okunma
Resim