umulmadık yaralar aldık geçen son asırda
kalbimizin fay hatları kırıldı
enkaz atında kaldık, molozlar hala ilgi çekici
gemimiz su alıyor, su her zaman hayat bahşetmiyor
toplumun ar damarı çatlamak üzere
ve biz durmadan acıya meylediyoruz yani sevdaya
nuh’tan bu yana kaç gemi yapıldı
kaçında, kaç işi öldü
hâlbuki tufan kansız gerçekleşmişti
şizofreni bir gölge takip ediyor beni
durmadan kaçıyorum kendimden
kaçtığım başka şeyler de var son asırda
bir hayalin gerçekleşmesi için her şey hazır
kuşlar yerli yerinde, papatyalar mahzun ben biraz vurgun
bu gün uzakta olan birini özler gibi hazırlandım
hani olur ya titrer dudağın ve düğümlenir sözcükler
seversin kavuşamazsın ya
öyle iste öyle garip hazırlandım bu gün
çoktan seçmeli bir yaşamda aşkı seçtik
atlı bir süvari cenazesi düğünümüzün tam ortasından geçti
divanı hümayunda da tartışılmadı aşklarımız
ve biz fermanlara sığmayan kadınları sevdik
hiç bir tellalın tokmak sesinde irkilmedik
bir kadının bedeni
hiç bir kadı’nın parşömenine nakş edilmedi üstelik
kepenkleri indiriyoruz, zararına bir yaşam sürdük
dudaklar mahrem sayıldı diye
nice sözcüğü avuçlarımıza sıkıştırdık
rönesans’tan beridir mumlarımız sönüktür yatak odalarımızda
aydınlanma mı?
ortaçağın şakasıydı sadece
imparatorluk çağı dedik tüm krallar greve
zararınaydı aydınlanmalar, şalteri indiriyoruz
biz her sevişme sonrası devrime niyetlendik
tahrir meydanı şiirde geçince vazgeçtik
meydanlar medeni kanunda geçmiyor diye
çoğu medeniyet eksik kaldı
ve yarınlar dünden beter
zararınaydı yarınlar, takvimleri indirdik
bitirilmemiş her şiirin sonuna bir öpücük gerek diye
mahremiyetimizden vazgeçtik
ahlakla alaylı, aykırı yollardan geçtik
en nihayetinde
zararınaydı şiirler kafiyeleri indirdik.
yanıyor usulca itilmiş sehpanın üzerinde
farkında değil onu izleyenlerin cehenneminden
her alev onun gibi güzellik katmaz karanlığa
alevin huzur verdiğini ondan öğrensek de
farkında değil
ölenlerden
acılardan
ve aşklardan
usulca yanıyor kendi katılığında
tükeneceğini bilmeden
bir adam izliyor onu
yağmurlu bir sonbahar akşamında.