Halil Harun Han

Ömer Hayyam yazarı
Yazar
7.5/10
15 Kişi
91
Okunma
0
Beğeni
1.219
Görüntülenme

Öne Çıkan Halil Harun Han Gönderileri

Öne Çıkan Halil Harun Han kitaplarını, öne çıkan Halil Harun Han sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Halil Harun Han yazarlarını, öne çıkan Halil Harun Han yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Şüphe duymayan, hakikati bulamaz."
Sayfa 130 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Bil ki Allah'ı tanımanın anahtarı, kişinin kendini tanıyıp bilmesidir. Bu yüzdendir ki şöyle buyrulmuştur: “Nefsini (kendi hakikatini) bilip tanıyan, rabbini tanır. Bu mevzuda Allah şöyle buyurmuştur: "Pek yakında onlara dışlarında ve kendi nefislerinde ayetlerimizi (kudretimizin ve varlığımızın belgelerini) göstereceğiz. Ta ki, (Peygamberin söylediğinia) hak olduğunu anlasınlar." (Fussilet: 53). Özetle, sana senden yakın hiçbir şey yoktur. Kendini bilmezsen, başkasını nasıl bilirsin? Kendimi biliyorum, tanıyorum diyorsan yanılıyorsun! Zira böyle bilmek, Allah'ı tanımanın anahtarı olamaz. Hayvanlar da kendilerinden bu kadar bilir. Sen kendinden başın, yüzün, elin, ayağın, etin ve derinden fazla bir şey bilmiyorsun. Batından ise bildiğin, acıktığın zaman yemen, kızdığın zaman bir kimseye saldırman, şehvetin galebe çaldığı zaman hanımına yaklaşmandan fazla bir şey değildir. Bu hususlarda, bütün hayvanlar seninle aynıdır. O halde senin, hakikatini araman lâzımdır. Sen nesin, nereden gelmişsin, nereye gide- ceksin, bu dünyaya ne yapmak için geldin, seni niçin yarattılar, saadetin nedir, nededir; şakiliğin (şaki: bedbaht), ziyanın nedir, nededir? Senin bâtınında toplanan sıfatların bir kısmı umum hayvanlara, bir kısmı yırtıcı hayvanlara, bir kısmı şeytanlara ve bir kısmı da meleklere mahsus sıfatlardır. Sen bunlardan hangisindensin? Cevherinin hakikati hangisidir?
Sayfa 70 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Reklam
Demek ki, insana dünyada iki şey lazımdır: Biri, kalbi öldürücü sebeplerden koruması ve gıdasını tedarik etmesi, diğeri de bedenini helak edici, öldürücü şeylerden koruması ve gıdasını elde etmesidir. Kalbin gıdası Allah'ı tanımak ve sevmektir. Çünkü her şeyin gıdası tabii hususiyetine uygun olur. Daha önce, insanın kalbinin hususiyetinin bu olduğunu anlatmıştık. Helâkinin sebebi, Allah'tan gayrı şeylerin sevgisine dalmaktır. Bedeni, kalp için korumak lazımdır. Çünkü beden fani, kalp bakidir. Hacıyı hacca götüren deve gibi beden de kalbin binek hayvanıdır. Deve hacıya lazımdır, hacı deveye değil. Eğer hacca giden bir kimsenin deveyi yanında bulundurması icap ediyorsa, yemini, suyunu, örtüsünü Kâbe'ye varıncaya kadar tedarik etmesi lazımdır. Bundan sonra onun sıkıntısından kurtulur. Fakat deveye bakmayı ihtiyaç miktarınca yapmak lazımdır. Yoksa bütün zamanını ona yem vermek, onu süslemek ve onu muhafaza etmekle geçirirse, kafileden geri kalır ve helak olur. Bunun gibi eğer insan bütün zamanını, bedenin kuvvetlenmesine ve helak olma sebeplerini ondan uzaklaştırmaya verirse, kendi saadetinden mahrum kalır.
Sayfa 82 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Gazali'nin eleştirilerinin en temel amaçlarının başında gelen şey, metafizikçilerin Tanrının bildirdiği ilahi yasaları açıklarken kendi akıllarına güvenerek ilahiyat alanını kuşkularla doldurmalarıdır. Filozofların görüşleri vahyin bildirdiği hakikati gizleyerek kendi kuşkulu görüşleriyle insanları kandırdığını öne süren Gazali, salt aklın sınırları dâhilinde ilahiyat alanında konuşulamayacağını belirtmektedir. Bilindiği gibi Gazali'ye göre felsefeciler, metafizik ve kısmen doğal bilimlerde kesin bilgiye sahip değildirler. Metafiziğe ilişkin düşünceleri varsayıma dayanmaktadır. Eğer onların metafizik konusundaki görüşleri varsayıma dayanmıyor ve burhana dayanıyor olsaydı, görüş ayrılıkları içinde olmazlardı. Tehafut'ta genel olarak Aristoteles'i ve onların görüşlerini en iyi şekilde nakledip inceleyen Farabi ve İbn-i Sina'yı tutarsız olmakla suçlar (Kemal Batak, "Gazali versus Mantıksal Pozitivizm: Metafizik Bakımından Bir Karşılaştırma). Çünkü Gazali açısından ilahiyat alanına giren konuların çözümü salt akılla ya da burhanla yapılamaz. Düşünürün bu konudaki genel tutumu, dinin pozitif gerçeklerine dair doğruların ne kanıtlanabileceği ne de yadsınabileceği yönündedir. Başka türlü davranmak, filozofları açık bir yanlışlığa, doğrusu saçma ifadeler kullanmaya götürmektedir (M. Said Şeyh). Gazali'nin bu tutumu Kant'ın metafizik çözümlemeleri ve Wittgenstein'ın açıklamalarında görülür: Söylenebilir ne varsa açıkça söylenebilir, üzerine konuşulamayan konusunda susmak gerekir.
Sayfa 43 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
İbn-i Rüsd onun için şöyle diyordu :
"Ancak kitaplarda rastlanabilecek düzeyde, şimdiye kadar hiç karşılaşmadığım biri." Sonra ekliyordu: "Benim okuyarak elde ettiğim ilmi, o görünür halde şekillendirerek elde etti. Bende henüz düşünce halinde olanları ise ona söylemeden, bana kendi düşünceleri olarak açıkladı."
Sayfa 79 - MaviçatıKitabı okudu
"Allah'ın her yaptığımızı, her düşündüğümüzü bildiğini unutmamalıyız. İnsanlar birbirinin dışını görür. Allah ise hem dışını, hem de içini görür. Bunu bilen bir kimsenin işleri ve düşünceleri edepli olur."
Sayfa 128 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Reklam
218 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.